Savaşta
Nasıl kurtulsun çocuk
Harcındaki izinden
Ve nasıl kurtulsun artık
Düşman bile olmayan
Karnındaki piçinden
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
ağ/ır
ağ şu bildiğimiz ağ
ır ise şiir demek malum
'Yeni doğan bebekler hakkında asıl yürek hoplatıcı şey şudur: İlk dakikadan itibaren orada biri vardır. Beşiğin üzerine eğilip içine bakan herkes, orada kendisine bakan birini görür.' (Elaine Morgan)
Böyle başlarlar hayata. Her zaman beşiğe eğilip onları hayret, hayranlık ve sevecenlikle izleyecek biri vardır. Bu anneleri olmasa bile.
Şöyle bir şey okursunuz bir gün.
'Eğer kimse umursamıyorsa, o zaman çiçeklere ne olduğu önemli değildir.' (Daniel C. Dennett)
Yazar gerçekten çiçeklerden söz ediyor.
Bu sözü okuduğumdan beri, umursanmayan her şeyi düşünür, aldırışsız geçilen her şeye bağlar oldum.
Bu şiirin altında çocuklara bağlanacak elbette çiçekler.
Yalnızca savaşta mı.
Bütün bir hayatta ve her anında minik kır çiçekleri gibi çiğneyip geçiyoruz biz yetişkinler onları.
Yetişkin fakat aldırışsız ve anlayışsız ellerimizde eziliyorlar.
Kuruyorlar. Bir kitabın arasında saklanmaya bile değer bulunmada.
Dökülüyorlar.
Bahçevanlarının gözlerine bile takılmadan.
Büyüyorlar.
Savaşlar çıkıyor.
Yeni küçük çocuklar için dönüyor yetişkinlerin, kendi erken çağlarında kirletilmiş dünyaları.
Yeni çocuklar eski tecavüzlere uğruyorlar.
Sadece savaşta mı.
Sadece minik bedenleri mi
Şu an bulunduğumuz noktada değil de dünyanın başka bir yerinde açsaydık gözlerimizi, nasıl bir hayatımız olurdu acaba. Vazgeçemiyeceğimizi sandığımız önceliklerimiz nasıl değişiverirdi birden bire.
Çocukların erken büyüdüğü , insanların çok çabuk öldüğü bir yerde yaşamak ve yaşanan her acıya rağmen hayatta kalmaya çalışmak nasıl bir şey. İnsanın insana yaşattığı haksızlıkları ve acıları anlamak imkansız.
İyi şiir,tebrik ederim kalemi.Anlatım tam dozunda,açıklık ayarında.Bunun devamı getirilebilir elbet,o da şaire kalmış bir mevzu.
Değinmeden geçemeyeceğim:
Herhangi bir şiirin altına 'puan muhabbeti yapmak' ayıptır benim etik anlayışıma göre;böylesi bir şiir içinse ayıbın ötesidir.Bu nasıl bir bakıştır?Anlamakta zorlanıyorum.Manevi ezilmişlikleri anlatan böylesine bir şiire nasıl puan muhabbeti yapıyorsunuz allahaşkınıza?O arkadaşları kınıyorum.Şu populerlik muhabbetlerini bırakın artık ta,teknik bir bakışınız varsa onu verin geçin.Çağın manevi vebası diye düşündüğüm 'populerlik' kavramıyla değerlendirmeyin şiirleri artık,bu platformlarda olmasın bari bu fikirsel anomali.Teknik değin,içerik deyin,şekil deyin.Şiiri yorumlamak bu değil arkadaşlar.
Sağlıkla kalsın herkes.
Kaleme saygılar ayrıyeten,takmayın böyle zevzeklikleri efendim,siz işinize bakın.
insanlar görebildikleri ile sınırlı aynurum , bakabildikleri ile değil maalesef..........
puandan çokkkkkkk önce görülecek , devasa davalar var burada !
ne mutlu sana
Arkadaşlar; bu şiir puanlama yönünden incelensin diye değil savaşta tecavüze uğrayan çocuklara ithafen yazıldı ki, uzakta kalıp habersiz duran beyinlerimize, böylesi bir insanlık dramını hatırlatsın ...
sevgiyle..
Bu şiir ile ilgili 6 tane yorum bulunmakta