Büyük Türkçü Gaspıralı İsmail ile aynı tarihlerde dünyaya gelmiş ve aynı fikirleri bütün hayatı boyunca savunmuş bulunan, Muallim Abdullah Lütfü Hoca’nın doğumunun 152. Yıldönümünü anma vesilesiyle tarihe bir daha yolculuk ediyoruz.
1935 yılına kadar Kemaliye, 1935–1937 yılları arasında Arapkir, 1937–1954 tarihleri arasında ise Keban’a bağlı bulunan Ağın İlçesi, bugünkü sınırları ile 01.06.1954 tarih ve 6324 sayılı kanun ile ilçe ve 4 Mart 1954 gün ve 6324 sayılı kanunla ilçe statüsüne kavuşuyordu. Keban Barajı ile birlikte tarihi köprüsü ve verimli arazileri sular altında kalan Ağın İlçesi, 1974–2007 yılları arasında bu coğrafyanın dışarıya sürekli göç veren, ‘—hiç hak etmediği en mağdur İlçesi’ oluyordu.
Ağın ismi ile birlikte hiç kuşkusuz, ‘—eğitim’ akla gelecektir. Ağın’ı tarihe taşıyan ve dün ile bugün arasında köprüler kuran ‘—şahsiyetler’ akla gelecektir. Şu coğrafyada haklı olarak, ‘—bir bilgi tabanı yapan’ sağlam bir doku akla gelecektir.
Ağın ismi ile birlikte ilk hafızalarımıza, 4. Murat’ın Bağdat Seferi(1638) ve o seferle asırlarca halkımız arasında anılan. ‘—Bağdat Yolu’ geliyor. “-İptidâ Bağdat’a sefer olanda/Atladı hendeği geçti Genç Osman/Vuruldu sancaktar kaptı sancağı/İletti bedene dikti Genç Osman/Sultan Murat eydür gelsin göreyim/Nice kahramandır ben de bileyim/Vezirlik isterse üç tuğ vereyim/Kılıcından al kan saçtı Genç Osman! ” kahramanlık türküsü belki de bu seferde kendi evladını, ‘—Bağdat Kapısı’nda şehit veren Ağın’ı ve Ağınlıyı efsaneleştirir.
Ağın’ın bağrından çıkan edebiyatımızın, ‘—Destan Şairi’ Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu bu milletin tarihini duru Türkçemizle destanlaştıran bir şairimizdir. Harput Hükümdarı Belek Gazi ve Genç Osman Destanını O’nun kaleminden okuduk!
Evet, Abdullah Lütfü Hoca ise sadece döneminde yaşayan sade bir eğitimci olarak değil, ‘—bir efsane kişilik’ olarak anılıyor. 1950’li yıllarda dünyaya gelen Abdullah Lütfü; Abdülmecit (1839–1861) , Abdülaziz 1.(1861–1876) , Murat 5. (1876) , Abdulhamit 11. (1876–1909) , Mehmet V. Reşat (1909–1918) , Mehmet V1. Vahdettin (1918–1922) dönemlerini yaşıyordu.
Abdullah Lütfü dünyaya geldiğinde, 1850’li yıllarda, Osmanlı Devleti; İngiltere Krallığı, Fransa Cumhuriyeti, Rusya İmparatorluğu ile birlikte dünyanın dördüncü devleti arasında yer alıyordu. Büyük savaşlar yenilgiler koca imparatorluğu giderek içten içe de kemirecekti. 1900’lü yıllarda, büyük devletlerarasına; Almanya İmparatorluğu, A.B.D ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’da girecekti. 1914 yılında, 1.Cihan Harbine girildiği yıllarda, Osmanlı hala ‘--büyük devletler’ arasındadır.
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta