Sen geldin gökyüzüne
Bir dolunay oturdu
Geçip giderken günler biteviye
Güneş toprağı yakıp suyu eritiyordu
İyi ki öptün baharda daluçlarını
Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın,
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Devamını Oku
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Bana öyle geliyor ki, biz yorumcular zaman zaman
aslında çoğu zaman
şiirde gördüğümüz hatadan daha büyük hataya düşüyoruz.
Genellikle
ileri sürdüğümüz hata sözüm onadır, bizimki tam anlamıyla hata.
Aceleci algımız, dikkatle baksak utanacağımız bir körlüğe sürüklüyor.
Hakkımızmış gibi kabalaşıyoruz.
Kabalaşmak hiçbir zaman hak değildir.
“enteresan!
demek suyu eritiyordu!
vay canına be!
simyacı aristo'dan daha fazla saçmalamış şair! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ”
Diyen yorumcu.
Kendine ufak bir Aristo uydurmuş. Saçmalayan aristo’suna (egosuna) küçük harfle başlamış zaten.
Toprağın yanması sıradan.
Yanıp suyu eritmesi sıradan.
Eritmeyi sıvılaştırmaktan ibaret sanan dağarcık yoksullarını tuzağa çekme gücü muhteşem.
Eritmek, harcayıp tüketmek anlamına da gelir.
Çok üzmek, üzüntüden bitirmek, yok etmek anlamına da.
“koştun kuzuya kurdu ifadesi, sanırım uygun düşmemiş.
Eş tuttun kuzuyla kurdu deyimi bile yukarıdaki ifadeden daha masum duruyor. Sanırım şairimiz dize sonlarındaki uyakları tutturabilmek için şiirdeki bazı önemli kıstasları atlamış.”
Diyen yorumcuya gelince.
Allah aşkı için.
Yeryüzünün sürülebilir gerçekliği içinde
Sabana her zaman çifte öküz koşulmaz.
Bir başında kurda bir başında kuzuya daha fazla rastlanır.
Bu eşlemeye sitem etmek
Bırakalım hakkını, görevidir şairin.
***
Şairine ve yorumcularına sevgiler, saygılar.
Muhterem Gönül kardeşim,
Bir şiiri ele veren izlekler vardır:
Nasıl ki Yahya Kemal'in 'Sessiz Gemi' şiiri, bir cenaze ritüelini temsil-i istiare yoluyla anlatıyorsa ve biz buna: 'Yahu sevgilisi terk etmiş o da oturup şiir yazmış.' diyemiyorsak,bu şiirde de şair kimi izleklerle bize gitmemiz gereken yönü gösteriyor.Örneğin şiirin bir yerinde
'Birdenbire boşluğunu hatırladı insan
Göğüs kafesine kalbini koydu '
dizeleriyle 'insan' sözcüğünü tekil kullanıp ona çoğul anlam (insanlar) yüklüyor.Eğer cismani bir sergüzeştten söz etseydi çekincesiz 'ben' diyebilirdi.
İkincisi:
'Büyük günahların kayasından kopup geldik
Ayaklarının altına. Toprak böyle oldu. '
dizelerinde büyük günahlardan kopup gelen bir 'biz'den söz ediliyor. Bu grup, iki kişilik bir aşk eylemcisi olmasa gerek; zira zaten İslam inanışında da gerçek aşk kutsanır yasak değilse.Demem o ki şair bu beyitte 'ayaklarının altına toprak olduk diyorsa,ya Peygamber S.A.V dan ya da 'ana' dan söz ediyor olmalı.Sevgilinin ayağına toz olmak çok da alışıldık bir imge değil.
Yine de yorumunuzun bu şiire zenginlik kattığını düşünüyor ve sizi kutluyorum.
Saygılar efendim.
Sürüp giderken yeryüzü toprağını
Eş koştun kuzuya kurdu ,sürükleyici akıcı bir şiir kaleminize saglık
ne güzel ifadeleri işlerken şiirine hiç zorlanmamış şair
yolda yürüyor gibi
usta şair belli
bulutları katlayıp ulaşmak için aya
çekilmek lazım belki sensiz bir inzivaya
bazen bir temenniye bazen mahçup bir duaya
yada yeni bir suya yazı yazmak vaktidir..
ismet özel.
Yazan gönlü kutluyorum; tebrikler... 10 puan+ant. sevgiyle kalın...
ne güzel anlatılmış duygular...kutluyorum
ne kadar da güzel anlatılmış tğm duygular kalemlere sığamamış...
harika bir şiir,haz alarak okudum.....
Duyguları harflere harfleri kelimelere, kelimeleri cümlelere çevirmek oldukça zordur.Şair,duygularını şiirsel bir derinlikle ve güzel Türkçe aktarımı ile şahane bir şiir olmuş.Derinliğinde inciler var gibi geldi bana kutluyorum.Saygılarımla.
Bu şiir ile ilgili 19 tane yorum bulunmakta