Ağalar gurbetten geldim
Geldim ki nazanım gitmiş
Sılam bana hor göründü
Salınıp gezenim gitmiş
İçmişim ezel şarabı
Yine kavuştur yarabbi
Destinde aşkın kitabı
Okuyup yazanım gitmiş
Hasret içtim elde bade
Oldu efganım ziyade
Ördek uçtu kaldı ada
Göllerde yüzenim gitmiş
Bir dahi saz almam ele
Mailim ben tatlı dile
Top zülfünü ince bele
Tarayıp düzenim gitmiş
Bir dahi içmeyem bade
Kuzum seni vermem yade
Süt beyaz üstüne sade
Giyinip tozanım gitmiş
İstemem bahçeyi bağı
İçirdiler bana ağı
Beyaz fese penhe bağı
Bağlayıp gezenim gitmiş
Bu dünya böyle kalırsa
Küffardan öç alınırsa
Va'de gelüben ölürsem
Mezarım kazanım gitmiş
Dün gece gördüm düşümde
Civan duruyor karşımda
Tarihim mezar taşımda
Okuyup yazanım gitmiş
Emrah eder nedir bela
Baba düştüm gurbet ele
Yine saz alayım ele
Eyveh ki nazanım gitmiş
Emrah der ki hele hele
Baba kalk gidelim yola
Bir daha saz almam ele
Sazımı düzenim gitmiş
Kayıt Tarihi : 23.12.2003 11:07:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Çoğu zaman şiirleri birbirine karıştırılan iki halk ozanımızdan biri Ercişli Emrah’tır.
17. yüzyılın ilk yarısında yaşadığı tahmin edilen Ercişli Emrah, fazlaca tahsili olmayan bir halk adamı, ozanıdır.
Erzurumlu Emrah 18. yüzyılın sonları ile 19. yüzyılın ilk yarısında yaşamış, kuvvetli bir medrese tahsili görmüş, Klasik şiir (Divan şiiri) türünde eserler vermiş, büyük divan şairlerini (Fuzuli, Baki Nedim gibi) örnek almış bir şair; koşma tarzı şiirlerinde de Karacaoğlan, Aşık Ömer gibi halk ozanlarını örnek almış bir ozanımızdır.
Aynı zamanda tarikat mensubu olduğundan tasavvufi şiirlere de yönelmiştir.
Şiirleri daha dolu, daha edebi, daha tasavvufidir.
Ercişli Emrah, halk kültürünün saf temsilcilerindendir. Halk deyişlerini, deyim ve kelimelerine daha çok yer vermiştir.
17. yüzyıl Türkçesinin saflığını, berraklığını, tertemiz halini Ercişli Emrah’ta buluruz.
*
Babası da âşık geleneğini bir mensubudur.
Ercişli Emrah, halk arasında zevkle anlatılan Emrah ve Selvihan hikâyesinin de asıl kahramanıdır.
Selvihan, Erciş kalesinin kızıdır. Peşinden İran'a gider. Azerbaycan'ı gezer.
Bu şiirinde Selvihan’ın, Erciş Kalesi’ni kuşatan İran Şahı Abbas’ın sevdiğini İran’a götürmesi üzerine yazmış olma ihtimali çok kuvvetlidir.
Sevgilisine kavuşmak için İran’a gidişi de bu yüzdendir.
Bir yanda sevdiğinin esir alınıp götürülüşüne sitem ederken, bir yandan da bu davranışın zalimlerin yanına kalmayacağına inanmaktadır.
Hem sitem, hem de sevdiğinin güzel özelliklerin yanında, hem de ona duyduğu aşkı, bağlılığı, kavuşma arzusu bir bütün halinde şiirinde gayet açık, temiz ve saf bir Türkçe ile dile getirmiş.
8’li heceyle yazılmış, coşkulu ve akıcı bir şiir.
Saflığın, sıcaklığın, içtenliğin tertemizi.
Güzel Türkçemizin halisanesi…
Seçici Kurul’a teşekkürler.
Sevgi ve saygı rüzgârları esenliğiniz olsun.
Hikmet Çiftçi
18 Haziran 2014
“GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ”
Geldim ki nazanım gitmiş
Sılam bana hor göründü
Salınıp gezenim gitmiş'
Sevgiliye özlem ana duygusunun işlendiği 17. yy halk şiirini okuyup ve akıcı sade Türkçesiyle duygularını dile getiren Ercişli Emrah'ı anmaktan mutlu oldum.
TÜM YORUMLAR (8)