Ağaçlar ve Güneş-Ay, Erwin Howard

Akın Akça
1865

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Ağaçlar ve Güneş-Ay, Erwin Howard

Bilimkurgu/ epik fantezi de bir yerde insanlık gidişatına benziyor mu diye düşündüm. Çünkü tek tük örnekler çıkabiliyor böyle ancak çok fazla çalışanı var her zaman malum olduğu üzere konunun Türkiye’de. Önemli olanı bir araya getirip önünü açmak bunların gerekliydi. Nasıl ki, bir Harry Potter çıkıyor çok para yapıyor ancak endüstrileşme asla yaratıcılığı baltalayamıyor çünkü izleyen çocukler ve bebekler her zaman yaratıcı özelliklerini kullanarak ve merak içerisinde serpiliyorlar işte bundan durmayacaktı bir kutsi, bebek vızıltılarıyla, ya da Harry Potter’a da şekil veren..

Böylece yazmaya başladı bir çizer. Yazarken çizdi, yazdıklarını kahramanlar söyledi, yarattığı çağlar çağlar ötesinden ulaştı bugünlere, bilim kurgunun türeyişi gibi: birdendire olmadı ki, öyle sezildi; diye gitti; Metropolis bir utopia, le Voyage dans la Lune veya; West World mesela, disutopia; cyberpunk ve epik fantezi vesaire..
Aklıma geldi, “Altın Küre Buz Duvarı üçlemesi 2. Cilt”, şu kitap Douglas Niles’ın bir kitabıymış hoş yazarı da duymamıştım ama Ankira yayıncılıktan çıkmış ki Ankara adına pek bir benzeşmekte, keşke birbirinin devamı olmasaydı bu kitapların tümü de… Bazen okuması üretmesi, kolaydır da, son çıkan kitabın başlangıcıdır hangisi, bulmak zor olabilir, araştırdıkça bile. Sanki ışık hızına yaklaşılınıyor ve kat edildikçe basamakların sayısı artıyor. Fakat yine merdiven aynı merdiven. Kaldı ki, yönü de aynı. Homojen ve izotropik. Evrenin arka planından sızan kızılötesi ışınımı gibi, karanlıktan ışık tutan Atatürk ya da Merlin’in efsaneleri gibi, Yeşil yol filmindeki ışık yutan ve sonra günah çıkarır gibi o istavrozu istifrasından çıkartan masum dev John Coffey gibi….

Evet, bak yine ışık o biçim yaklaşıyor. Arkasından yaklaşmıyor Ay’ın, Jüpiter’e cepheden yaklaşıyor. Ama onun hilesi ne biliyorum. Jupiter bir yıldız değil. Az daha büyük olsa yıldız olacakmışmış.Onun güvencesi bu. Nasıl saf bir güvence böyle emekletebilir demeyeceğim, emekletebilir günahı? Böylece, ortaya çıktı, ışıkla yok edilmesi lazım ışığın ki ardından sallayacağım bir gölge, anlamlı olsun şok etmede. Çünkü bekliyor baksana aksi bir davranış, Jüpiter’e cepheden yaklaşan şu dalış. Sanki karanlık yaklaşacak ilk önce. Hayır! Cahile böyle oyun taslanmaz. Yeterince asil olabilmeli. Hiç olmazsa, insan kendi için: Önce bir nezaket sunulacak, sonra karanlık.. Yine her zamanki gibi irkilecek tüyler, ama akıl ermeyecek daha önce hiç gerçekleşmeyen bu biçime. Bu enerjiden bir tosun doğacak, ebediyen kaçakların ürkek direktiflerine istinaden, ardına bakmadan; ve onları kovalayacak kovalayan...

Sentezlerden gelinen bataklığı yukarıda Güneş’in tepkimelerinden mütevellit karizmasının ısıttığı, enlemesine yayıyor her bir yanı! Ağaçlar, ağaçlar dallarını uzatıyor ona ve “karar ver..” diyor “bana! …” “ne yapacağız söylesene kış geldiğinde? ” Güneş cevap veriyor ve: “korkma, o zamana kadar ömrümü doldurmuş bile olacağım.” Ve tekrar soruyor ağaçlar: “O zaman teknolojimizle yoğurmaya devam, hem bana ışık sağlayan hem de ozon tabakamın zayıflığına bir tekme de sen vuran güneşimize! ..” “uzay gemimizi hazırlayalım, ne geçerse elimize! Bilinmez denemeksizin, ilk kez binilen dalın kesilmesinden kökünden iyidir başkası tarafından! ” bu cevaba şaşan Güneş tutuluyor Ay tarafından. Ancak başrole geçen Ay ile başlayan diyalog daha da kısa oluyor: “Dolunay’ın güzel de, neden kurtları ulutur? ” hemen kaçıyor ve bu sefer o tutuluyor. Bu Güneş ve Ay gel- gitleri gerçekleşe dursun, ikisinin arkasından ve/ya da arasından demetler kendini devamlı göstermeye durmaksızın devam ediyor.. Soracak bir sorusu yok bu tutamlara ise insanın veya bu ağaçların, onlarla bir yaşam tecrübesi, birlikteliği yok.

Yggrdasil ağacı dibi başındaymış meğerse Budha! Kendine-şuursuz doğan Atman’la cenkleşmek için: Midgard ejderi’nin Valhalla’dan mesajından Ragnarok Günü’nün, daha çok; temizlik için savaşan biri Genghis.. ne var ki arada sanatı da harcadı… belki de bilmiyordu önceden, Kubla’nın yükselteceğini rüyalarında bir saray; dediği gibi Samuel’in: müziğin, onun inşa edilişinin kendisi olduğu … Ebele ebola, Brujah the ultimate snop! !

Güneş, Ay ve ağaçlar Atatürk’ün haklı hayali ya da A.B. gibi. Dönüyor da dönüyorlar ve bakanların da başını döndürüyorlar. Baktıklarında dönenlerin başı dönüyor, durduklarında ise duran bir şey, duruyor… Sonra doğum anından yaşam noktasına bir izdüşüm aniden iniveriyor.. işte o an, dönüşümlü böcüü Kafka’nın, kendini asan sokak lambası direğine, bir şairden daha çok bir ebediyet, bir Brüksel eskisi’nin; Neolitik Orta Asya’dan uyanan Orta Çağ’ın Elf, Gnom, orman derininden Erydike ile aralarında Lorelei de kıyı şeridinde bekleyen dere ve nehirlerin.. ve tüm bir peri yumağı, Türk hudutlarında boy gösteriyor Kuzey Batı buzul kalınca tabakalarından sekerek sulardan geçen ömrünce inen barbar Conan -katlandıklarımız ise zamanın ergittiği ve bir deneyim, kılıç çekmeyene kafa tutmayan…..

-
Sözlükçe:
Brujah = Bruyah; (Vampire RPG) eski çağlarda felsefe ve akılın yolu ile yakından ilgili, inanç uğruna savaşanlar, ancak günümüzde kaba kuvveti ve zorbalığı tercih eden vampir klanı. (Köken:Yunanistan) (Yeni Çağda Camarilla klan) burada, fiil haline esnettim.
bir türetme;
Brujah the ultimate snop: snopluğa akıl irtifası
Ragnarok: İskandinav Mitolojisi’nde mahşer.
Midgard Ejderi: Mahşer günü ortaya çıkacak canavar
Atman: Kendini birden ortada bulan ve sonra yalnız kalmamak için bir eş yaratan Hint tanrısı
Yggdrasil: iskandinav mitolojisinde dünyanin altinda, dünyayi ta$iyan büyük disbudak agaci
(bkz: burning yggdrasil)
odin'in yüce bilgiye ulaşabilmek için kendini 9 gün 9 gece astığı ağaç... dallarının ve köklerinin dokuz dünya'ya bağlandığına ve her canlı gibi ölümlü olduğuna inanılır... bu ölümü geciktirmek için ygdrassil'in köklerinde yaşayan norn'lar* onu büyülü suyla sularlarmış...

Akın Akça
Kayıt Tarihi : 16.1.2005 04:57:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Akın Akça