Ağaçlar Ayakta Ölür Şiiri - Canan Aytın

Canan Aytın
103

ŞİİR


8

TAKİPÇİ

Ağaçlar Ayakta Ölür


Kısa süren mutluluklarımı, uzun soluklu acılarıma ve boyu devrilesice yalnızlıklarıma değişeli
Bakışlarımı, tavana astığım yerden yazmaya başladım, tüm anlamsız satırları
Nefesim soğutuyor, duvarların silik rengini
İçimle dışım arasında,
Kanlı bir çatışmanın tam ortasındayım
Kılıçtan keskin sözlerim kendimedir
Isyanım, kahredişim kendime
Hayatı ıskalayan delillerim, birer suç ortağı içimde
Ve her şiirimde aslında kendimi ihbar ettiğimden kaygılı
Kimsenin bir suçu yok
İnce nüanslı yüreğimin, iç çekişlerinde artık duyulmuyor nabzım
Henüz, yüreğimdeki sızıyı izah edecek büyüklükte de değil lisanım
Ritimsiz dalgalarla kıyıya vurdu ruhumun can çekişmeleri
...ve ben yine susuyorum

Denizlerin maviliklerinden kaçsam da,
Her şehrin yalancı bir semâsı vardı, kanatlarımdan illaki vurulmam gereken
Sessiz çöküşlerimde kırılırken yaşam sevincim
Kaburgalarımdan bütün kuşları özgür bıraktım
Gerçeğimin, her vurgunda teklediği koca bir yalanım şimdi
Yazdıklarımda anatomisi bozuk bir serzeniş ve ölüm sapağında, yapayalnız bir bekleyiş var
Gönüllerde kırmızı bültenle aranıyor olsa da eşgalim
Aslında beni göğsünde saklayacak kadar cesur değildi hiçbir adam/(kadın)
Ya da, yetim bakışlarıma dokunmaya korkan, çocuk ürkekliğinde sır oldu,  kendini adam/(kadın) hissettirdiklerim

Her göğüste onulmaz koca bir yaraydım ben
Tüm evlerin çiçekli bahçelerinde susturulmuş ne kadar duygum varsa feda ettim herkese
Hesapsız sevmelerimin karşılığında
Kangren olmuş düşlerimin, duvarlarla çarpılmış aritmetik ortalamasıydı bana göre hayat
Tek bir yağmur tanesi damlasa içimden, anında caydı benden yâr bildiklerim
Yuva denilen huzura da ermedi böylece nihayetim
Velhasıl iç acılarımın toplamı da dairesel bir döngüydü yüzüme alçakça vuran
Oysa Islak bir yanağı silmek, ne kadar güç
Güzel bir yüreğe dokunmak, ne kadar suç olabilirdi ?
Dokunsaydı bir yürek yüreğime, tutsaydı çaresizliğimin kıyılarından
Fezânın boşluğundan bırakmazdım kendimi ite ite
Gözlerimden alınsa kimsesizliğimin gri tonu
Gökkuşağının yedi rengine dönmez miydi göğsümde taşıdığım emanet ?
Tüm benliğimle, ruhumla sevmez miydim ben de
Tevekkül ettiğim günlerin adı hasret kalsa da
Ömür denilen şu yolun son deminde
Sevinçlerimin vuslatını bekliyorum umutla

Ne gölgesinde huzur bulduğum yaslanacak bir çınarım, ne de şu dünya da dikili bir ağacım oldu
Duysalardı onu da kökünden sökerlerdi inan
Mahzenlerde sakladığım yüreğimin dinginliğinden içiyorum gizli kapaklı
Gelmişimi geçmişimi çıkardım sandıktan
Anasına avradına sustum şu kancık  hayatın
Hem de yüzüne baka baka
İki ters bir düz ördügüm ayrılıklar dolanmacında
Bu gece de mutluluk fotoğraflarımı birer birer yaktığım yerden
Hayallerimi tavana astığım yerden yazıyorum bunları
Ben suskunluk menzilini çoktan aştım
Şimdi toprakla buluştuğum yerden haykırıyorum
Bir ağacın köklerinde yaşayacak ruhum biliyorum
Ceviz kabuğunu dahi doldurmayacak artık dertlerim
Dallarım uzayıp giderken alabildiğine sonsuz
Çocuk kahkahalarında yıldızları indireceğim yaprak yaprak avuçlarına
Sevgililer kucaklayacak gövdemi
Bir kalp resmi çizip, isimlerinin baş harfini kazıyacaklar belki de
Sıcak bir yaz günü gölgemde soluklanırken sevdalar
Bilmeyecekler asla, ağaçların ayakta öldüğünü...

Canan Aytın (teşekkürler 🙏)

Canan Aytın
Kayıt Tarihi : 28.4.2022 10:55:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Günay Bozkuş
    Günay Bozkuş

    tebrikler şiirde güzel bir tad var ruhu okşayan

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Canan Aytın