Sen, bir insan ormanının ortasında;
Ben, susayıp da sevgiye,
Uzanıp da kana kana içmeye,
Şavkın vurup da suya,
Şavkına kandığım;
Uğruna kor olup yandığım,
Kelimelerimi kilitleyip de sakladığım,
Hücremin demir parmaklıklarını kırdırıp da
Dizelerimi şaha kaldıran devr-i ahım,
Gönül sultanım,
Tüm sevilenler;
Aslılar, Arzular, Leylaların şahısın!
Ama bak, unutma sevgili;
Bütün tenler aynıdır.
Senin teninde, benim tenimdendir.
Senin teninde, benim tenimde topraktandır
Ve yine toprak olacaktır...
Ve birşeyi daha unutma bak;
Yıldızlar kayar,
Yapraklar düşer,
Çiçekler solar;
Ama ağaçlar ayakta ölür...
Şimdi sırf bu nedenledir ki
Senin mutluluğun senin olsun,
Bana hüznümün mutluluğu yeter!
Çünkü ben yaprakları sonbahar çalan bir ağaç gibi
Ömrümün kışına yalnız girmeyi
Ve ecelimi yalnız beklemeyi seçtim!
Sen sağ ol, sağlıklı ol;
Hatta Mısır'a sultan ol.
Ama artık benim yarama merhem olma!
Çünkü ben yaramı, yarayı açandan da çok seviyorum.
Bu yarayı kim açtıysa sineme(?)
Bahtiyar ol,
Senin mutluluğun senin olsun,
Bana hüznümün mutluluğu yeter!
Unutma bak;
Yıldızlar kayar,
Yapraklar düşer,
Çiçekler solar;
Ama ağaçlar ayakta ölür...
Kayıt Tarihi : 26.8.2020 16:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Herkese hayırlı çalışmalar.
TÜM YORUMLAR (2)