AFŞİN’İM
Ehli küfre karşı, kıyam edilen
Yediler diyârı, "özel" Afşin’im.
Kehf sûresi buna, şâhitlik eder
İlçeler içinde, ezel Afşin’im.
Hedefini bulur, attığı her ok
TEK’le; TKİ’yle, onun karnı tok
Zekâ yapısıyla, belki daha çok
TM ağırlıklı, sözel Afşin’im.
Dilberi âşığı, kalbinden vurur
Güzel olan yanı, bilmez kin, gurur
Büyüğüne karşı, el pençe durur
Gelinlik kız gibi, süzel Afşin’im.(1)
Dirgen Ali, Doğan, farklı yürekçe/2)
Özenti mi desem, bilmem gerekçe?
Dünden beri böyle, insanı sertçe
Yiğitler diyârı, güzel Afşin’im.
Etrâfın çevirmiş, bağ ile bostan
Görenler zanneden, o bir gülistan
Son günlerde olmuş, dillere destan
Kuz bahçesi ile, yeşil Afşin’im.
O sâdık kıtmîrle, güzel çobanla
Linyit kömürünle, Dede Baba’nla(3)
Bakır mâdeninle, kendi çabanla
Gönülden gönüle, seril Afşin’im…
ASHAB-I KEHF GİBİ, DİRİL AFŞİN’İM...
08/12/’13
Hanifi KARA
(1) Süzel: (mahalli) Saygılı duruş, tavır...
(2) Dirgen Ali: Afşin’in Altınelma (Lorşun) Beldesinden Ali Binboğa,
Doğan: Doğan Bozkurt, Afşin merkez, köftecilerden.
(3) Dede Baba: Anadolu Selçuklu Hükümdarlarından I. Alaaddin Keykubat
(1200-1237) zamanında Medine Ensarlarından Hüseyin ve Himmet
(Himmet: Elbistan’da Himmet Baba Camii türbesinde) adında iki zat;
Eshab-ı Kehf’in methini duyup ona hizmet etmek üzere Medine’den kalkarak Efsus (Afşin) ’e gelirler.
Gönüllü asker olan bu zatlardan Hüseyin; (Deve Bölüğünün Komutanı.)
Eshab-ı Kehf Külliyesinin yapımına develeriyle taş taşır.
Yaptığı işten dolayı önceleri “Deveci Baba”, daha sonra “Deve Baba” namıyla anılan Hüseyin,
33 yaşında bekâr olarak Efsus (Afşin) ’de vefat eder ve adına bir türbe yapılır...
Halkımız onu “Dede Baba” olarak bilmekte ve anmaktadır... Allah rahmet eylesin...
Kayıt Tarihi : 8.12.2013 01:17:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!