Salkım saçak bulut uzayıp gider
Gökten yeryüzüne imbikten iner
Süzülen ülkeden sevgiyle döner
Karanfilde renge ulaşmak için.
Tansiyon yükselir kızıl yanaklı
Açlığından yorgun cılız ayaklı
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Şiir İnsanı iklimine çekiyor, kuşatıyor...
Bir an bitsin istemiyorsun...
Çok güzeldi ağabey...
Düşünen usuna, yazan kalemine sağlık...
Bu dizeler dünyda insan eliyle acı çeken ,yok olup giden canları kucaklamış. Hem de hiç insan ayırıp ,kayırmadan.
İnsana ve insanlığa değer verelim diyoruz. Ama bir de bakıyoruz tüm kötülükler insan kaynaklı. Sorduğunuz gibi '
Hani! İnsanca sevip sevilmiştik '
Kolay değil, karanfil olup imbiklerden süzülmek,kolay değil 'sevgiyle 'döndürmek dünyayı ,hele böylesine acımasız zamanlarda.Ama çabalamak gerek.Uğraş vermek gerek . Sevgiyle dönsün diye dünya.
Şair görevini yapmış. Koymuş ilk taşı. Devam edin demiş bize.
Kutluyorum Öğretmenim. Kaleminiz daim olsun. Ne mutlu bu dünyaya çiçek kokuları serpiştirenlere. Güzel bir şiir okudum. Saygı ve selam ile.
Bir şiiri okuyan okuyucu mutlaka o şiiri kendi düşüncesine göre yorumlayacaktır. Neden Afrika Karanfili, önce şiirin adı üstünde duralım. Şairin belirttiği gini insanların ölümü mutalaka bombadan olacaktır diye bir kural yoktur. Açlıktan, yoksulluktan, sefaletten de ölüyor insanlar. Tıpkı Afrika karanfilinin sömürüldüğü, kanı, iliği kurutulduğu gibi. Emperyalizm silahlı sömürü düzeninden sonra değiştirilen özel misyonuyla kapital kullanma yöntemiyle insanları8 köleleştirir, soyar ve yoksul bırakır. Bu şiire ben 'YOKSUL AFRİKA'NIN TÜRKÜSÜ' diyeceğim. Ellerine sağlık dost... Kutluyor, başarılar diliyorum.. Tam puan / Antolojimde..
Bu yürek sesine katılmamak mümkün mü. Karanfiller sunalım dünyanın her yerine.. Kutluyorum. Sonsuz saygımla.
Derler ki: 'Peygamberin teni gül, Hasan-Hüseyin'in reyhan, Ali’nin Kırmızı Karanfil, Horasan evliyalarının ise Dağ Çiçeği' kokarmış. Bu duygulu dizeler bana bir an bu inanç betimlemesini çağrıştırdı. Merak ettim, acaba Afrika'nın güzel insanları da Afrika Karanfili gibi mi kokarlar? Kim bilir! Belki hepimiz toprak kokuyoruzdur. Ne iyi etmişsin yazmışsın, ellerine sağlık.
kaleminizden çok güzel duygulu bir şiir okudum değerli dost tam puan+ant.lisemde sevgi ve saygılarımla
Ustam,
Duyarlı yüreğinizin ışıkları şiirin her satırında ışıl ışıl.Şiir okudum.
Hürmetlerimle.
beğeniyle okudum güzel şiirinizi, yüreğiniz daim olsun, esenlikler dilerim tam puan + ant.
nazır arkadaşım.imge yönünden kaale almamız gereken olguları belleğim kabul etti.yönlendiren şiirleriniz daim olsun.saygılarsunuyorum.10 puan.
Ustadim harikaydi yuregine saglik guzellikler seninle olsun saygilar *** Tam Puan *** + Antolojim
Bu şiir ile ilgili 17 tane yorum bulunmakta