Beklenen saati vardır her sabahın
Çocuksu kumbaralara dolmaya başlar gün yavaş yavaş
Herhangi bir makas değildir bulutları kesip doğrayan
Yaşamaktan yaşamayı hatta aşkı bulmak
Kocaman tepeler kurmak sevdalardan
Taşa toprağa dokunan şarkıları söylemek gerek
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Yaşama dair bir Afiş bu..Daha yaşanmasa da yaşanma ihtimali dahilinde...Belkide illa yaşanması gereken şeyler...Çok beğendim Hocam..Yüreğinize sağlık.
hayatta insan ne umutlarla yaşar hocam umutlarınbirer bire mum gibi söndüğünü görmek yıkar insanı işte o zaman soluk anılardan tümceler yazmak teselli olur insana
beğenerek okudum anlamlı şiirinizi kutluyor saygılarımla 10 puan diyorum
Anlamlı ve harika bir şiirdi Değerli hocam sevgi ve selam ile kutlarım.
Beklenen saati vardır her sabahın
Çocuksu kumbaralara dolmaya başlar gün yavaş yavaş
Herhangi bir makas değildir bulutları kesip doğrayan
Yaşamaktan yaşamayı hatta aşkı bulmak
Kocaman tepeler kurmak sevdalardan
Taşa toprağa dokunan şarkıları söylemek gerek
Çok Güzeldi..
Kutluyorum şiir dolu, o güzel, dost-şair yüreğinizi sevgili hocam..
Nice güzel şiirlere dileklerimle..
Saygı ve Selamlarımla..
Kaybolduklarına tanık olmak kucaklar dolusu hüzün taşıyan gemilerin
Çakılıp kalmak ufuklardan ıraklarda bir yerde
Menekşelere düşen ışıklara takmak mavi boncukları
Sonra çekilmek kendi içimize
Meyhane taburelerinde, otururken birkaç tümce daha yazmak soluk anılardan
Sonrasında...
Saklanamayan bir topallamayla
Aldırış etmeden yürümek zamanda…
sakin ve derin bir analtımdı.
olgunluk başka birşey. hayata hakim tepelerden baktırıyor.
şiir çok çok güzeldi ve çooook şairceydi.
tebriklerimle üstadım.
siz hep yazın lütfen
Benzer bir 'afişi' sanırım ben de asacağım... 'Taşa geçer sözünüz ama zamana geçmez' gibi bir şeyler yazacağım...
Yığdığımız o 'sevda tepeleri', zamanın sessiz kıyametinde pamuk gibi atılır, hala varsa 'vefalı' yoldaşlarımız, işte onlarla kör topal gidilir hedefe doğru...
Yine 'mesaj içeren' değerli bir şiir... Kutluyorum dostumu...
Hangimiz naçar değil ki, ya dikenler batar ayaklarımıza ya taşa ,ota, çöpe ,tümseklere takılır nasırlı ayaklarımız tekrar tekrar ...ama yorguum deyip beklemek değildir bunun anlamı elbet,yeniden,yeniden inatla her şeye her yere rağmen yürüyebilmektir elbet ...
Müthiş hocam,kutluyorum,saygımla .
Önümde asılı olan afişte; sabahın beklenen saatinde, mutluluk, özlenen tutkular, yaşanacak güzel hayallerin listesini görüyorum. Emeğine, yüreğine sağlık.
Yaşanmak istenen şeylerin yaşanamamış olması,içde ki burukluğun bir yansıması.Neler düşleriz de,istediğimizin kaçta kaçı tahakkuk eder ömrümüzde.Bu şiiri okuyup sayfalar dolusu yorum yazılabilir.Herkes kendi penceresinden bakacaktır mutlaka.Kutluyorum ve tam puanla selamlıyorum.
Afişte.., kırık umutlar... Afişte.., sönmeye yüz tutan hayal balonları.., Afişte ardından el sallanmadan uğurlanan yolcular... Bu afiş çok zengin bir çalışma...
Kutluyorum sayın Necdet Arslan...
Bu şiir ile ilgili 10 tane yorum bulunmakta