Delinin ve gecenin biri
Zehrine batırmış kalemini
Dikenli mısralara yüklemiş
Göğsünde taşıdığı ölümleri
Hain dizeler kadar tutsak yaşamak
Havadislerim var uzak diyarlardan
Sürünerek geldim size
Hörgücümdeki acılâr ile
Bir sorayım önce halinizden hatrınızdan
Aşkların en kızıl hali
Şafak sökerken şarkısıyla kuzgunların
Şahidimizdir bu güneş bu ay son sergüzeşt!
Ruhumuza geçirilen yağlı urganların
Dile geldiği gün şahlanır kanlı hürriyet!
Bir çiçek ki Pamir Dağlar'ından kopup gelen
''İyi ki varsın'' demiştin ya hani
Sen olmasan, ne ''iyi'' olurdum ben, ne de ''var''
Arafta çürüyen yosun kaplı çirkin bir duvar...
Kanatsız kuzgunların son orkestrası
Kederin coşkusuyla dolar gönlüm
Ruhumun bu coşkuya olan sonsuz alkışları
Minik bir çocuğun gözlerinde dünyayı gördüm
Ruhumu zıplatacak bir şiir arıyorum
Satırların arasında, noktaların.
Ozanların, şairlerin diyarını geziyorum
Burada lehçeleri karışmış şiirler
Aşkın nefretine bürünmüşler
Gözlerden ırak memleketin birinde
Uçsuz bucaksız uçurumların eşiğinde
Bir ülke vardı
Kapkara bulutlarla bezenmiş
Dünün mirası
Yarının geleceği
Uyandım yine sabahın buz gibi titretişiyle
Soğuk ile kavrulan bedenimi doğrulttum
Etimi kopararak derime nüksedişiyle
Karanlık düşlerimden bir dilek tuttum
Bir sis ki ruhumun en derin perdesi
Göğsümdeki sonsuz ikindi vakti
Zuhur etmektedir usulca şimdi
Ay gönlüme arsızca çökene değin
Sessizce ellerime değ, ruhuma in
Orada bulmalısın işte beni yeniden
Gönlümün bir ahdi vardır şartı kandır ortağım yar
Ömrümün bir lahdi vardır gamzelerdir makberim yar!
Zemherimdir gözlerin lal etti oldum hâme-cünbân
Ben ki vurgun al leblerin, misbahımdır inci dendân !
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!