Elimde gül ile vardım yarin kapısına,
Uzandım, dokundum pas tokmağın yarısına
Eğik başım kaldırdım, yüz sürdüm karasına,
Gurbanı olduğum, kapısını vuramadım.
Elimde deste deste güller boynunu büktü
Ey eşref-i mahlukat, Ahsen-i takvim
Nedir sendeki bu sevda, bu azam kim?
Bilmez misin Yaradan seni fani kıldı,
Nerede yarınki ölümün, hani kim baki kaldı?
Peki ya, neden her aşk şarkısı hüzünlü?
"Aşk" değil, yoksa bizim istediğimiz hüzün mü?
Demeyeceğim "Ektiğin biçersin gün gelir"
Demeyeceğim "Ettiğin çekersin gün gelir"
Demeyeceğim "Sen bile seversin gün gelir"
Günler ardı sıra dizilsin gelsin sen gelme
Senli yarınlar unuttursa da bana dünü
Sevda yolunda epeyce yürüdüm,
Yoruldu gönlüm koydum da, vazgeçtim.
Aşkı uğrunda epeyce sürüdüm,
Binbir cihana yaydım da, vazgeçtim.
Ben "gözlerin" aradım sen "söz" verdin,
De ki, soran olursa,
Bendimiz TURAN bizim.
De ki, sen kim olursa
Kendimiz TURAN bizim.
Ozanlarım söyledi
Sen sevmek nedir bilir misin?
Dolunaysız gecelerde yıldızlara hiç uludun mu?
Esen yele Kurt başlı sancağı tuttun mu?
Ve sen,
Söyle şimdi
Hilal kaşlarının altındaki o mahşere defalarca vurulduğumu unuttun mu?
Ben bende mesken tutmazken
Sana nasıl benim derim?
Can bedene bir yük iken
Gönle nasıl 'sen'i derim?
Özlemin sen misal kokar
Her tanım bir gıdım eksik sanki,
Deniz mavisi demek ne kadar doğru?
Mavilik denize ait değil ki,
O, gözlerinin evrenle oyunu!
İnsan yürümek ister bazen,
Sadece yürümek...
Arkaya bakmadan
Geleceğe geçmişi köprü yapmadan
Düşünmeden
Belki ağlamadan...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!