Senle ışıldayan aydın sabahlarımı karartılar,
Ayıplıyorsun bu hayâsızlıkları, biliyorum,
Kahrımdandır, utancımdır, kızarıklığım.
Atam hasret kaldık mavi sabahlara,
Balçıkladılar ışıklarını güneşimin,
Biliyorum kızıyorsun oralardan,
Lakin ne diyeyim,.……………………………………...NE
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Sizi bütün samimiyetimle kutluyorum.Kalemlerin daima yazsin sevgili sairim...
En derin saygıyla minnet borçlu olduğumuz Ata'mıza yazmış olduğunuz bu güzel şiiri kutluyorum tüm içtenliğimle ve tam puanımla...............Saniye Sarsılmaz
Tebrikler; bu ülke, bu ulus çok şey borçlu ona!.. Saygıyla.
O çok öncelerden bildi bugünlerin geleceğini ama biz bilemedik...:(
ATATÜRK'Ü öldu sananlar ne kadar yanıldıklarını biliyorlar. Onun bedeni toprak olsada fikirleri ve bizlere bıraktığı en büyük miras TÜRKİYE CUMHURİYETİ topraklarında devrimleri ve ilkeleri ile yaşıyor ve yaşayacaktır.
Onu ölümsüzleştiren en büyük değerleri bunlar değil midir. Ölümsüz olmak boş bir beden ve beyin olay nefes almak ise esas ölmek bu değilmidir.
Bu gün aramızda onu yargılayan ve devrimlerini benimsemeyen küçük beyinler gün gün yok olduklarının ve yok olacaklarının bilincindeler. Bizler yani ATATÜRKÇÜ ve onun izinde yürüyen milyonlarca insan onu yaşatıyor ve yaşatmaya da devam edecek.
Kaleminizi ve bu güzel dizeleri dökne yüreğinizi kutluyorum. Saygılar
Kurtuluş savaşının tek yürek ve tüm milletçe yapılması ne kadar doğru ise kurtuluş savaşından sonra da tüm kültür ve kökenlerin bir potada eritilmek istenmesi o kadar doğru bir harekettir.Zamanında cumhuriyeti içine sindiremeyen toprak ağalarının torunlarımıdır nedir ülkemize her türlü hakareti yapanlar. Utanmıyorlar, bu ülkenin vergilerinden maaş alıp da mecliste boy göstermekten.İmralı vampiri Devletin bursuyla okullar okumuştur.Bu gün mecliste boy gösterenler de bu milletin vergileri ile maaş almaktadırlar. Ha bir de adamın soyadı TÜRK. Bari soyadını değiştir.Üstadım, bu konuda milletçe o kadar doluyuz ki yazmak istesen sayfalar yetmez.Güzel çalışmanızdan dolayı kutlarım.Saygılarımla.
her zamanki gibi muhteşem gönlüne sağlık sonsuz saygı ve sevgilerimle selamlar
Bu şiir ile ilgili 7 tane yorum bulunmakta