Garbın afakı… Hep gökyüzü sanırdım bu lafı; neden bilmem, ne zamandan bu yana bilmem ama ne vakit duysam gökyüzü belirir gözümün önünde. Değilmiş. Tıpkı leblebinin aslında bir nohut evrimi olduğunu öğrendiğimde yaşadım düş kırıklığı mı hayret mi tebessüm mü yoksa teessür mü bilemediğim halet-i ruhiyeyle öğrendim, garbın afakı gökyüzü değilmiş.
Öğreniyor insan bir şeyleri, bir zaman ve bir yerlerde. Yıldızlar mesela, yıldızlar biz onlara bakıp hayal kuralım diye kaymıyorlar. Bunu öğreneli çok oldu.
En koyanı da vedası bu işin. Hoşçakal’ı, iyi geceler’i…
Derd-i firakın ile düşeli sevdaya mey'e
Müptelayım, deliyim, düşmüşüm esrarı-ney'e
Feleğin kahpe başında paralansın parası
Ben güzel sevmeye geldim, değil ekmek yemeye
Devamını Oku
Müptelayım, deliyim, düşmüşüm esrarı-ney'e
Feleğin kahpe başında paralansın parası
Ben güzel sevmeye geldim, değil ekmek yemeye
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta