Eski zamanlarda bir kral, saraya gelen yolun üzerine kocaman bir kaya koydurmuş, kendisi de pencereye oturup “Bakalım neler olacak?” diye gözlemeye başlamış.
Ülkenin en zengin tüccarları, en güçlü kervancıları, saray görevlileri birer birer gelmişler, sabahtan öğlene kadar hepsi kayanın etrafından dolaşıp saraya girmişler.
Pek çoğu da kralı yüksek sesle eleştirmişler. “Halkından bu kadar vergi alıyor, ama yolları temiz tutamıyor,” diyerek.
Sonunda bir köylü çıkagelmiş. Bu köylü saraya meyve ve sebze getirirmiş. Kayayı yolun ortasında görünce sırtındaki küfeyi yere indirip, iki eli ile kayaya sarılmış ve ıkına sıkına iteleyerek kayayı yolun kenarına çekmiş ama bu arada kan ter içinde de kalmış.
Dağların dorukları dumanlı olur
Geriye dönmez savaşçılar...
Fırtınayla yıkanmıştır ömürleri
Karla yıkanmıştır yüzleri...
Bu yüzden asla vedalaşmaz
Devamını Oku
Geriye dönmez savaşçılar...
Fırtınayla yıkanmıştır ömürleri
Karla yıkanmıştır yüzleri...
Bu yüzden asla vedalaşmaz
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta