Osmanlı Devletinin güçlü zamanlarında, Fransa ile iyi ilişkiler kurulmuş. Bu ilişkiler doğrultusunda Fransa kralı bir elçisini Cihan Padişahına göndermiş, fakat İstanbul’a gelen elçi hünkârla bir türlü görüşememiş.
Kızlar ağasına artık bu huzura çıkma işinin uzadığını söyleyen elçi görüşme isteğini sultana iletmesini bin bir ricayla ifade ederek sabırsızlığını belli etmiş.
Kızlar ağası da elçinin bu sabırsızlığını anlayamadığını ifade ederek “Siz ne laf anlamaz adamsın böyle, şevketli sultanımız bugün seni huzura kabul etmeyecek çünkü çok hiddetli. Daha demin bir Frenk hokkabazı külahının altından tavşanlar çıkarmasına, alev alev yanan demir çubukları ağzıyla söndürmesine, sekiz arşın uzaktaki iğneye ipi takmasına rağmen huzurundan kovdu. Yani senin anlayacağın ‘ağzınla kuş tutsan nafile.’ Ama eğer dikkat çekecek kadar önemli bir hünerin varsa söyle zat-ı şahaneye arz edeyim belki seni huzuruna kabul eder,” demiş.
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta