Hep aynı şekilde karşılıyorsun beni. Dudaklarında kaleminde beni işliyorsun. sanki içimdesin ve oradakileri süzüyorsun benimle ruhumla bir oluyorsun. Beni bu denli anlaman kolaylaştırmalı ilişkimizi ama öyle olmuyor. Çünkü sen kendi kelimelerini dökmüyorsun. Zaman zaman rastlıyorum seni okuduğum satırlara ama hep şüpheli. Kim bilir o satırlarda belki başkasının şiiri. Korkuyorsun, kendi içinin boşluğu belki de seni böylesine başka hayatların eteğinde tutan. belki de korktuğun kadar acıyor hala yüreğinin içindeki can. Bir oyun değil mi hayat ve sen benimle oynadığın bu oyundan haz alıyorsun. Karşılıklı paslaşıyoruz ben hiç boş ver miyorum sana. Boşveremiyorum. O kadar gömülüsün ki geçmişine tarih kadar eski olacak ne varsa hala orada varlığınla taptaze. Seni dinlemek seni okumak seni doldurmak istiyorum ama hiç izin vermiyorsun. Evet bu onun sözleri dediğim kelimelere hep muhtaç bırakıyorsun. Zamanla öğrendim elbet senin filmi yönetmeyi ve oyuncuları seçmeyi sevdiğini. En küçük alt yazı da bile kurgularının ve rol verdiğin insanların kelimeleri var. ben seninkileri istiyorum tüm çıplaklığıyla. Korkuyor musun. Neden. İçindekiler mi korkutuyor seni. duyulduğunda hele de anlaşıldığında verilecek tepkiler mi. bu işte bir yanlışlık var. ve işte benim takılıp ta kaldığım nokta. Madem sorularımı biliyorsun da niye bana hiç cevap yazmıyorsun benim posta kutuma. Mutlaka yanlış adreslerdedir bana ait cevapların ve başkalarının bakışlarında. Görmemi istediklerini serpiyorsun göremediklerime peki üzülüyor musun. Uzun zamandır izini aramıyordum karşıma çıkman bir tesadüftü. Aramıyordum çünkü içinde kaybolacağımı ve seni yine bulamayacağımı, bir şaşırtmacayla yine saklanıp beni kördüğüm edeceğini tahmin etmek zor değildi.. Tam aksine senin olmadığın senin beni bulamayacağın bir yer arıyordum. Orada izimi süremeyecek ve beni kaybedecektin. İçimde bir his var hep aynı şiddetle konuşuyor ve ben farkına varmadan bir boşlukla satırların içinde oluyorum seni buluyorum sonra ve yine tutuluyorum çekimine. Diyorum ya içimde mıknatıs gibi bir şey olmalı sürüklüyor bazen kapatarak düşünce yollarımı ve önüne bırakıveriyor. Tek tek defalarca dizdim yaşadıklarımızı. Matematiksel bir hesaplamayla saydım tüm olasılıkları ama işte gönül söz dinlemiyor. 2*2=4 ettiğini anlamıyor. İçimde hala sana masumiyet giydiren o hırçın ses, ahh beni darmadağın ediyor. Ayırt edemiyorum duymak istediğim mi yoksa gerçekten kökü sana dayanan bir gönül alış verişimi. Tahmin etmek zor değil masalların yada filmlerin sonunu. İzlerken bir noktada görüyorsun sonu. Ama hep sonunun iyi biteceğini düşünüyorsun. Bizim için iyi bir son saklı olabilir mi sence. Daha doğrusu sen bunu ne kadar isterdin.
Bir konuşma balonu gibi açılan hayallerimizde aynı haz ve aynı heyecan ne kadar aynıydı acaba bilmek isterdim. Garip bir haz alıyorsun dimi benim böyle ikili delilik turlarımdan. Çelişkilerle dolu düşüncelerin girdabında çırpınmamdan. Seni bende tutan bu mu diye çok sordum biliyor musun. Seninle en ortak yönümüz bu olmalı hayal dünyasında soluk almayı seviyoruz ikimizde. Ben biraz daha cesurum en azından ona dokunup gerçek olup olmadığını anlamayı denedim. Peki ya sen. Hayaller hayalken mi güzel senin için. Hep orada olacaksın ve hep orada yaşamayı sececeksin değil mi. Bir gün paylaşmak istersen içindekileri adresim değişmedi.
Kayıt Tarihi : 22.2.2007 16:37:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Çok güzeldi yüreğinize emeğinize sağlık
Saygılar kaleminize
Yeni yılın tüm insanlığa ve ülkemize barış, mutluluk getirmesi dileğiyle yeni yılınızı kutlu olsun nice nice yıllara
Karamanlı Aşık Çağlari
helal olsun...saygılar
evet şahane bir anlatım.ve seven kalbin adresi asla değişmez.kutlarım seven yüreğinizi.sevgiyle kalın.saygılarımla.ibrahim yılmaz.
yine süper bir yazılım okudum....emeğine yüreğine sağlık.............
TÜM YORUMLAR (5)