Adresi Belli Mektuplar - III

Megalomania…

Önüne gelen şöyle diyor.. “Sen çok güzel şiir yazıyorsun..” Yazdığım her şiir, kağıda dizdiğim her cümleden sonra aynanın karşısına geçip ben de kendime şöyle diyorum.. “Evet haklılar..Sen çok güzel ölüyorsun…”

Beceremediğim bir tek şey varsa..O da “güzel yaşamak..”

Kendi kendime düşündüm…Dünyanın en güzel kadınını ve en güzel yüreğini ben sevmiş olmalıyım..Peki ama dünyanın “en güzel uzaklığını” ve “ayrılığını” yaşamalı mıydım?

Güzel? Neye göre..Ya da kime? Arada bir gelip, baktığım aynaya bakabilselerdi keşke diyorum..Hayır hayır bakmasınlar..Ben insanları seviyorum..

Ama “çok güzel” yazdığım kesin..Seviyorum yazdığım şeyleri..En ince detay ve ayrıntıları bir bir aklımın süzgecinden geçirip, yüreğimle de sağlamasını yaptıktan sonra hani küfür bile etsem “güzel” oluyor meret..Adamın kendi kendini ameliyat masasına yatırıp doğraması gibi bir şey.Dalak,Böbrek Karaciğer ne varsa özgürce doğruyorum işte..Kime ne? Ortalık kan gölüne dönüyor..Maviye çalan bir kırmızıda…Boğuluyorum..

İşin ilginç yanı her defasında o masadan kalkıyor olmam..Hiç bir şey olmamış gibi dolaşıyorum sonra odada..Dışarı çıkıyorum marketten bir sigara daha alıyorum (Ameliyat esnasında iyi geliyor, acıyı azaltıyor gibi..) dostlarla oturup çay içiyorum ya da ne bileyim işte sıradan ne varsa hiç bir şey olmamış gibi devam ediyorum yaşamaya..

Bir defasında okuyanlardan biri şöyle yazmıştı..”Her dizenizde kendimi buluyorum..”Nasıl oluyorsa? Bense her defasında kendimi arıyorum..

Evet..İtiraf ediyorum..Ukalalık bu..İmlanın çoğu yerde içine ederek, “çok güzel” yazıyorum..Çünkü “Ölümün bir Gül olmalı senin” demişti bir dost…
”Her sensizlik anı, bana ölüm” diyorum..

Ben..İyi Şairim..”Güzel”e öykünüşüm bundan…Biliyorum…

…………………………………………

Özlemek…..

Seni sevmenin tarifi nasıl yapılır bir türlü öğrenemedim..Yaz yaz bitmiyor..
Onca satırı, onca harf ve kelimeyi, sana dokunduğum bir an’a değişemedim..Nefesini tutup bırakmayan adama benziyorum…

Geldin..Derin bir nefes gibi çektim içime varlığını..
Sonra gittin..Şimdi bir türlü bırakamıyorum yokluğunu..

Hani son nefes olma ihtimali de var…Belki de ondan…

Sevmek için çok geç, özlemek için çok erkenci bir yaş benimkisi..

Bu cümle bir yerden çağrışım yaptı ya neyse..Yazmıştır adamın biri..Mecbur muyum? Her cümle ille benim icadım mı olmalı? Her harfi yan yana dizip “hah işte bunu yazsa yazsa Deniz yazar..” mı demeliler..Diyelim ki kopya çektim..Arakladım bu sözü..Ne fark eder..Benim gibi sevebilir mi o adam? Ya benim gibi benim kadar özleyebilir mi? Hadi canım..Elma elma gibi söylenir..Armut armut gibi işte..O cümle bal gibi benim…Çünkü yazan benim yüreğim…

Sabahın körü oldu şu hale bak..Gözlerim kocaman pörtlemiş gibi hala “açık göz” lülük yapmaya çalışıyor..Seni özlemenin tarifini yazacaktım sözde..Hala bir arpa boyu yol alamadım..Karnım ağrıyor seni özleyince..Kafam kaşınıyor..Uykum geliyor işte ne yapayım..Dayanamıyorum..

Sızıyorum sonunda sensizlikte…

Yine öyle olacak..Sen bilmem kaç kilometre ötede belki henüz yeni kalkıyor olacaksın..Yüzünü yıkayacak, saçını tarayacak, ocağa çay koyacaksın..Bir iç sıkıntısı geçecek içinden yine..Hayatın karmaşası içinde sıradan bir kimlik no, tek kişilik bir oy, bir elektrik faturası abonesi olacaksın..

Sen bu’sun..Ben bu’yum..

Gerisi hikaye..Aşk dediğin şey..Düşlerinde yitirdiğin bir parça maviden ibaret..Uyandığın vakit…Anlayacaksın…..

……………………………………

Öfke……

Adam sakalıma bıyığıma takmış pis pis bakıyor..Tam da gözlerin aklıma gelmişti..Bakışların..Yine şiir yazacaktım..Adamın gözleri, ellerime batıyor..Bıraktım kalemi…Kalktım yerimden..O bakışların sahibine uzun bir yolculuğa çıktım..Bu gün tersimden kalktım zaten..Musluğu açtım Fısss sesi geldi su yerine..İlk işim belediye hizmetlerine teşekkür etmek oldu..
Başbakan mı ne gelecekmiş..Her yeri kazıttırıyorlar..Köstebek gibi bakmaya başladı artık belediye işçileri..Sabahın köründe iş makineleri.Bir de
o iğrenç ses…Ta ta ta ta ta ta! ..Kaç güzel düş’ü duvara çiviledi..Bazısı da erotik ha..Yarım kaldı onca macera..

Şimdi ben bu adama haddini bildirmez miyim? Dikine dikine bakmanın hesabını sormaz mıyım? Diklenmez miyim? Kendisinin tipi çok mu düzgün sanki? Saçlar Amerikan traşlı..Seni gidi emparyalist bakışlı mahluk..Ulan ben senle uğraşmaz mıyım? Bir kere adamda renk uyumu yok..Ciyak kırmızısı kravat, altında sappppsarı gömlek, lacivert takım…Ha ha ha ha..Kesin evde ayna yok..Anladım….

-Selam biraderrr!

-Selamlar..Deniz?

-? ? ? ?

-Ben Orhan..Tanımadın mı? Tahta Orhan Liseden..

-Orhan? ? ? ? ?

-Oğlum amma değişmişsin be..Bu ne hal..Saç sakal..

-Ya Orhan! Sen misin hakikaten? Kaç sene oldu yaaa..Ne arıyosun burada?

-Tatile geldik hanımla..O arkadaşına gitti..Ben de çay içmeye geldim buraya..

-Ha ha ha ha ha…Orhan…Oğlum tahta..Manyaksın yaa..Ha ha ha…

-? ? ? .... :)))

Gitti güzelim şiir………