Sen mevsimsin,
Ilık ılık bir ilkbahar.
Bahar olmadığımızın farkındayım.
Bahar değiliz,
belki güneş de değiliz.
Ama sevgili
dalda ki yaprak
olduğumu söyleyebilirim.
Bir sevgilinin kollarına uzanır gibi
uzanıvermişsen
İlkyaz çimenlerine
Dilinde ise eskilerden bir şarkı;
“ Bir ilkbahar sabahı güneşle uyandın mı hiç,
Çılgın gibi koşarak kırlara uzandın mı hiç.”
Dilinde şarkı,
kulağında ise
ılık bir meltemle sallanan yaprağın
iç gıdıklayan sesiyim şimdi.
İşte ben kulağında ki bu ses…
Dinlemek için bu can alıcı sesi,
hiç tutmadın mı aldığın nefesi.
Sen mevsimlerden bir adım daha önde.
Aylardan Ağustos,
mevsim şimdi yaz.
Sevdiğim bu güzelim mevsim
sen bensiz,
ben sensiz yaşanmaz!
Ben şimdi Ağustosta buhar olmadan önce
tenine düşen ter damlası olmalıyım.
Terim tenin olsun,
Tenin terime doysun.
Yaprak döküyor ömrümüz,
Ellerin ellerime,
gözlerin gözlerime değmeden
diner mi içimdeki özlem?
Sen mevsimlerin en güzeli
şarap sonbahar,
Ben’de sensizliğimle sararmış
sarı yaprak.
Özlemler sevdalı yüreklerde saklı.
Sen
benden ilkyaz kadar uzak.
Kış’ı seversin bilirim.
En çok karda
sıcak şarap içmeyi özlersin.
Sen kış aylarında özlediğin sıcak şarap.
Ben özlediğin şarabın dolduğu kadeh.
Şimdi sıra kadehi dudaklarına götürüp yudumlamanda.
Dudak izlerin yüreğimde,
gülümsemelerin gözlerimde saklı.
Bilesin ki dört mevsimin bileşkesi
sensiz yok bu hayatın neşesi, eğlencesi.
Gidiyorum işte,
boş ve anlamsız bir bakışın
çiğ düşmüş yalnızlığına.
Kayıt Tarihi : 19.9.2006 11:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiir beyaz bir güvercinin kanadına yazılarak İstanbul üzerinden İzmire gönderildi. İzmirde yaşayan ışık yüzlü, bahar yürekli sevgili dostuma sonsuz sevgi ve özlemlerimle...
TÜM YORUMLAR (19)