Özledim Suluova o tozlu yollarını
O serin yaz gecelerini
Özledim kordon boyu gezdiğimiz Atatürk bulvarını
Özledim gençlik yıllarımın şehrini
Yıllarca adım adım dolaştım sokaklarında
Kış soğuğunda sığındığımız beyaz balina
Hece hece okuduğum sessizliğim
Boş havanda sensin dövdüğüm gecem
Penceremden seyrettiğim karanlığın
Ufukta koyu siyah esrarın
Uzak köylerden duyduğum köpek sesleri
Prangalar vurdum yüreğime
Aylar yıllar geçti anılarımızın üzerinden
El ele tutuştuğumuz o günler
O tozlu okul sıralarından
Şimdi neredesin kimlerlesin bilmiyorum
Ama hayalimde yaşattığım sen benlesin
Aşkmıydı o duygu o hisler bilmiyorum
Gece karanlığında
Soğuk makine sesi
Ortalık kablo dolu
Baba ! uyku teselli
Gözlerim makinede
Ne dar sokaklarda
Ne de kaldırım kahvehanelerinde
Ahşap evlerin camlarında
Veya demirci çarşısında
Kalmadı gittiler
İmara açtım gönlümü
Gel benim mimarım ol
Sana verdim ömrümü
Sevdiğim sen benim ol
İçime doğ ki bahar bulsun gönlüm
Dirtdörtgen bir odanın
Sarı duvarları arasından
Yaşamak nedir
İnsanın sıkıntıları siyah
Düşleri pembe bile olsa
Gerçek sarıdır
Saat sabahın dördü
Hastene odasında
Bayramı bekliyorum
Yarabbim sen büyüksün
Bayramı bize de ver
Yol, iz ve durak
Yolcu izsiz duraksız
Zaman meçhul bilinmez
Çözülmez bu bilmece
( Suluova 26/2/2000 Cumartesi )
Bir çınar vardı bahçemizde
Bahardı yemyeşildi yaprakları
Gölgesinde oynardık
Bir çınar vardı bahçemizde
Dalları uzanırdı enginlere
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!