Bir güvercin kuşuna söylediğim haberi
Bir balıkçı kızına söyler söyler dururum
Ateşime sel veren misk taşıyan seferi
Karanlık köşelerde bekler bekler dururum
Bir umudun uğruna tohum ek can biçelim
Nereye gitsem o adam
çağırır gitmem kaçarım
her gece ışıkları
kapatır
ona kaçarım
Sen ki
nemli teninle
benim giysilerimsin
ne çıkar yaz görmesek
bir duvarın dibinde
doyasıya düş görmek
Selviler birkez yaklaştırdı
ağzından köpükleri
Sancılarım
kasıklarıma dek düştü acılarından
Senin acıların
ki bir çocuğun gözbebelerinde gizli
Sen gidince yollar kapıma geldi
Binbir surat dökerek beni kovaladılar
Sonra:
unutulunca yağmur dualarımız
Ayak bileklerimi kestim eklemlerimden
Akşam;
perdelerime açılan kapı
İçimin pusulasına uzanan el,
her güneş batımında hülyalarıma
''elveda'' diyerek koştuğum vagon
Bulunmaz diyarlardayım
Yollarım şaşkın
Pelte pelte cümlelerim adını anınca
Yasak asma bahçelerin
yasak gülücükler
Mendilini cebimde unutup gittin diye.
Kırık bir kol içinde alçılıdır gözlerim
Bir ergüvanın nemli çırpınışına gebe
Gezgin kuşları özlemekmiş muradım
Tenha sevgilere susamış dudaklarımla
Kaç bahar beklediğimi unutmuşum.
Ne hazin geceleri arıyorum
Ne ıslak mendilleri
Dönüp durduğum kandiller
Artık yerlerinde yok
Ne çıkar sevgilinin yıkılmış bedeninden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!