Adıyaman Şiiri - Ahmet Gafur Şahin

BİR EFSANEDİR ADIYAMAN 1/2

Adıyaman, yeşil vadim… Ana tanrıça halkının ülkesi…Kültürel ve tarihsel değerleriyle geçmişi
insanlık tarihine kadar uzanan, medeniyetler ocağı şehrim.Bir yanında Kahramanmaraş, Gaziantep, bir yanında Şanlıurfa, Diyarbakır, bir yanında Malatya, Elazığ. Canım Türkiye nin, Güneydoğunun, en masum, en sakin, en asil şehri. Kendi güzel, dört mevsimi güzel, şehrim.
Doğu ile Batı medeniyetlerinin buluşma noktası olan ilimde, dönem dönem; Hititler, Asurlar, Hurriler, dönem dönem; Frigler, Persler, Makedonlar, dönem dönem; Kommegeneliler, Romalılar, Bizanslılar yaşamıştır. Yıdırım Beyazıt, Yavuz Sultan Selim dönemlerinde Osmanlı sınırlarına katılmışsa da, Kanuni döneminden sonra tam olarak Osmanlı hakimiyetine girmiştir. Adıyaman ın tarih boyunca bu kadar tercih edilen bir yer olması boşuna değildir. Çünkü kendini bir cazibe merkezi yapan coğrafi durumu var. İlimin tarımcılığı bir yana, Cumhuriyet tarihimizin en büyük projelerinden biri olan, çok sektörlü entegre bölgesel kalkınma projesi yani GAP ın en önemli ayağı olan,Türkiye nin en büyük, dünyanın 8. büyük Atatürk Barajı benim ilimdedir. Ülkemizin toplam enerjisinin üçte biri burada üretiliyor. Gölbaşı ilçemizde kömür çıkıyor, zengin mermer yataklarımız var, bölgenin en kaliteli çimentosunu üretip ihraç ediyoruz. Ya petrolümüz? ...Petrol diyince hep başka illerin adı geçerken, Türkiyede üretilen toplam petrolün yarısı tek başına Adıyamanımızdan çıkıyor.
Kommegene Krallığının bu bölgede kurulması tesadüf değildir.Tanrıların dağı ilan edilen Nemrut, dünyada güneşin en güzel doğduğu ve akşam aynı mükemmellikte battığı yerdir… Fırat Nehri geçmiştekinden daha da verimli akmaya devam ediyor ve GAP ın odak noktasındadır, can damarıdır.
2150 m yükseklikte dağın başında on metrelik dev heykeller M.Ö. 1. asırda yapılmasına rağmen, bütün ihtişamıyla, gizemiyle dimdik ayakta duruyor. Bu tarihi eserleri Unesco dünyanın sekizinci harikası ilan etti. Adıyaman tarih ve medeniyet zengini bir ildir. Nemrut Dağı büyüleyici piramitleri, heykelleri, kitabeleri ve tümülüsü, Arsemia sı, Yeni Kalesi, Karakuş Tepesi, ve Cendere Köprüsü ile dünya kültür mirası olmuş ve de milli park ilan edilmiştir. Şehrin içindeki Perre antik şehri, kalesi, dolmenleri, sayısız efsaneleri ile Adıyaman mükemmel bir ildir ve burada yaşamak bir ayrıcalıktır.
Adıyamanda günün ilk ışıklarında tatlı bir telaş başlıyor, erkeği kadını tekstil fabrikalarının yolunu tutuyor. Ana caddelerin her köşesinde ayrı bir dershane ve bu dershaneleri dolduran pırıl pırıl kız ve erkek öğrenciler var.Adıyamanlı, cehaletin felaketin anası olduğunu biliyor artık. Adıyamanlı kız erkek ayrımı yapmadan,varını yoğunu aydınlık yarınlar için çocuğunun eğitimine seferber ediyor.Şimdi Türkiyemizin en güzide okullarında öğrencilerimiz okuyabiliyor.Yüzümüzün akı Adıyaman üniversitemiz her ilden öğrencileri misafir ediyor. Tıp fakültemiz, araştırma hastanemiz yapılıyor ve genç üniversitemiz hızla büyüyor. Yakın bir gelecekte ülkemizin en gözde üniversiteleri arasına gireceği muhakkaktır.
Benim şehrimin insanı ekmeğini taştan çıkarır. Onurludur, gururludur, kimseye el açmaz dilenmez. Okullar tatil oldu mu, iş bulamayanlar, çevre illere çalışmaya gider. Patatese fındığa pamuğa gider. Ucunda ölüm de olsa toplar çoluğunu çocuğunu, alır yastığını yorganını düşer yollara. Yokluğa isyan etmez, baş kaldırmaz, çıkmaz dağlara…Kuru ekmekle soğana kanaat eder, kazanır nafakasını, mutlu döner yuvasına. Ne hazindir ki yaz aylarında şehrin yarısı gurbette ekmek peşindedir. Misafir perverliği olmazsa olmazıdır.Paylaşır ekmeğini, bir tek namerde açmaz yüreğini. Hele köylerinin düğünleri bir başka olur. Köylüsü bekler hasat mevsimini, üç gün üç gece sürer düğünleri. Davullar çalar kazanlar kaynar öylesine eğlenceli, öylesine samimi bir ortam olur ki görmek gerek. Yaşlısı genci, kadını erkeği halay çeker, türküler söylenir.Yöremizin yaşam tarzının adım adım yansıması vardır folklörünun her figüründe.Yaşam ile hareketlerin,oyun ile melodinin ahengi, görselliği o kadar mükemmeldir ki görenler hayran kalır. Bu samimiyet, bu ahenk folklörümüze defalarca dünya birinciliği kazandırmıştır.
Nasıl anlatsam bilmem ki…Tohumlar ekilir, dualar edilir, sabırla beklenir, hasat mevsimi gelir. İlimde biçer zamanı köylünün bayram sevinci yaşadığı mevsimdir. Havanın, suyun, toprağın, tohumun ve alın terinin birleştiği yerde bolluk,bereket olmaz mı? ...Buğdayı,arpası, nohutu, mercimeği, mısırı Türkiye yi doyurmaz mı? ... Şehrimin çalışkan insanları ne yapmaz ki. Pamuk ekerler, pancar ekerler bağ bostan yetiştirirler hiç kimsenin acısına tatlısına göz dikmezler. Hele bir de bağ bozumu yok mu? ...Kasa kasa üzümler toplanır, sıkılır suyu çıkarılır, kazanlarda kaynatılır, pekmez olur, bastık kesme olur, fıstıklı cevizli sucuk olur ki tadına doyum olmaz.Dünyada bir markadır Adıyaman Besni üzümü. Paket paket hediyelik gönderilir. Kilimi, kavunu, karpuzu hele hele koyun peyniri muhteşem lezzetlidir. Anzer balı diyenler, Çelikhan balını bilmeyenlerdir. Tut un dut pekmezi yine dünyada bir tanedir. Sincik narımızın
2/2
tadı benzemez başka narlara… Ve dağlık yerlerimiz var. Kışın yolları kardan kapanan, ormancılık, hayvancılık yapılan köylerimizde öyle bir tütün yetişir ki özel olarak kıyılır dökme olarak kaçak tütün diye satılır.En lüks sigaralarda bile bu kalitede tütün yoktur. Tütünümüz de bir dünya markasıdır. Ah şu işsizlik… İş imkanları olsaydı kimse gitmezdi Batıya, bırakmazdı bu cennet şehri, yaşamazdı memleket hasretini…
Şimdi denizimiz de var.Atatürk barajı gölü Fırat Nehri suları aratmıyor denizi. Suyun kenarında balık yemenin ayrı bir keyfi var. Su sporları yapmanın ayrı bir zevki var. Gölbaşı, Azaplı, İnekli, Abdulharap gölleri hepsi ayrı bir süsümüz, çayları ayrı bir zenginliğimizdir.
Bir başka güzeldir, yemyeşildir Adıyaman bulvarı. Sağlı sollu çok katlı modern binalar süslüyor bulvarı. Her geçen gün yeni bir site kuruluyor, modern konut sayıları hızla artıyor.Adıyamanın pırıl pırıl ışıklı caddeleri, ferah mekanları, sayısız parkları tarihi kalesi var. Şehrimizin dört bir yanını tepeden görülebildiği kalemizin çevre düzenlemesi tamamlandığında, güzelliğimize güzellik katacak her fırsatta insanları kendine çekecek, otantik mistik havalı bir mekan olacaktır kuşkusuz. Tarihi camileri, turistik oturakçı pazarı, tuz hanı yeni kurulan narlı kuyusu, tokisi, akkonutu, bahçeli evleri, altın şehri hepsi ayrı bir güzel.
Efsaneleriyle de ünlüdür şehrim. Her biri duygu yüklü, yol gösteren, asırlardır dilden dile dolaşan efsaneler. Hafta sonları, kutsal gün ve gecelerde yer bulamazsınız türbelerde. Erkenden gidip oturacak bir yer kapmalısınız. Adıyamanlı hem milli, hem dini duygularını daima ön planda tutar.Vatanından, milletinden, dininden, imanından ve bayrağından asla taviz vermez. Onun kutsal değerleri vardır ve dünya durdukça devam edecektir. Adıyamanlılar dini örf ve adetleriyle yaşarlar ve insanlara yararlı olmayı iyilik yapmayı hayatın düsturu haline getirmişlerdir.Budur bizim şehir kimliğimiz. Hırçınlıktan, kapristen uzak, şefkatli ve mağrur…
Benim ilim Zey Ziyareti Şeyh Abdurrahman Erzincani nin, Abuzer Gaffar ın, Mahmut Ensari nin, Zeynel Adidin in, Hacı Yusuf un ve daha nice evliyanın erenin yattığı yerdir. Benim ilim Türkiye de olduğu bilinen iki sahabeden biri olan sahabe Safvan Bin Muattal hazretlerinin olduğu yerdir. Adıyaman Türkiye nin dört bir yanından müslümanların akın akın geldiği Menzil Şeyhi nin yaşadığı yerdir. Adıyaman, Çelikhan, Besni, Kotur içmeleriyle insanlara şifa dağıtan cennet bahçesidir. Sırtını dayadığı ormanıyla, boynunda gerdanlık misali Fırat ıyla, çalışkan mert delikanlı insanıyla bir başka alemdir. Altın harflerle yazılmış tarihiyle, dörtbir yanının tabiat güzelliğiyle, ağlayan gelin lalesiyle tam bir çiçek bahçesidir. Tarımıyla, kömürüyle, zengin maden yataklarıyla, Atatürk Barajıyla, petrolüyle Türkiyenin kalbidir. Havasıyla suyuyla insanıyla Adıyaman gönüller sultanıdır, Adıyaman bir tanedir.
Adıyamanlı yaşantısını motif motif kilimine, folklörüne, buram buram Anadolu kokan türkülerine yansıtır. Türkmen gelini, yar saçını düz tara, Sakine, bir gurbet kuşu ve daha nice sevda yüklü, duygu yüklü dillerden düşmeyen türküleri var. Kımıl, orak, gemi gibi Adıyamanlının hayatını motif motif işleyen seyrine doyulmayan folklörü var.
Adıyaman değişiyor, Adıyaman gelişiyor.Elbette ki bugün unutulmaya yüz tutmuş, özlemle andığımız değerlerimiz de yok değil. İlimizin çevresini kaplayan büyük bahçeler, Nakıbın havuzu, Abo paşa deresi yok artık. Marol bahçeleride yok artık.Kelle vurmalar, sahralar, sultan nevruz sefaları, uzun kış gecelerinin sohbetleri mütevazi eğlenceleri şimdi anılarda yaşıyor. Adıyaman yaşam standartlarını yükselterek, çağın gerisinde kalmamak adına insani ve milli değerlerinden taviz vermeden gelişme yolundadır.Herşey daha güzel olacak. Gelecek Adıyamanındır. Kalenin etrafı restore edilecek yeni mekanlar oluşacak, bölünmüş yollar bitince ulaşım kolaylaşacak. Dilerim en kısa zamanda demir yolu ağı ile mesafeler azalacak, Fırat üstüne asma köprü kurulup çıkmaz sokaklığımız son bulacak. Tüm güzelliklerimizin dünya farkına varacak, turizm patlayacak. Yeni kurulacak sanayi tesisleri ile insanlarımız ırgatlıktan kurtulacak. Sulu tarıma geçilecek, ürünler bollaşacak, petrolümüz için rafineri kurulup yeni istihdam sağlanacak. Hayal değil bunlar, neden olmasın? .. Artık modernleşen, her gün büyüyen bir Adıyaman var. Adıyaman da, Adıyamanlı da her şeyin en güzeline layıktır. Birliğin, beraberliğin, emeğin olduğu yerde elbette ki herşey daha güzel olacaktır…Adıyaman çok güzel,dahada güzel olacak…

RUMUZ; CENNET ANADOLU