Bir yağış ki katar tozu dumana,
Yağmur değil, dolu değil, kar değil.
Ansızın bir ışık hükmeder sana,
Güneş değil, yıldız değil, nur değil.
Bir yanda ızdırap, bir yanda çile
Bazen tutsak oldum, bazen de köle
Bilmez mi o koydu beni bu hale,
Dilsiz değil, sağır değil, kör değil.
Sinem dağ dağ oldu, bağrımı yaktım,
Kimi zaman coştum, ummana aktım,
Hikmeti ne diye kitaba baktım,
Mekruh değil, hayır değil, şer değil.
Mutluluk üstüne kurarsın düşü
Verirsin baharı, alırsın kışı,
Çözemedim ben bu alış verişi,
Takas değil, zarar değil, kâr değil
Görünmez kendisi, derindir izi,
Öyle bir ateş ki, bitmiyor közü,
Anlamadım Ya Rab! Bu nasıl sızı,
Yara değil, çıban değil, ur değil.
Bilemedim bu gönlümün suçu ne
Helak olup gittim hiçi hiçine,
Bir dünya ki sığamadım içine
Ferah değil, geniş değil, dar değil.
Tutulan aklını yitirir sanki
Dünkü yaptığını tutmaz bugünkü,
Olsa bu bir tatlı beladır, çünkü
Namus değil, şeref değil, ar değil.
13.06.2001
İbrahim Karaçay
Kayıt Tarihi : 12.2.2019 22:20:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!