Adını Ozan Koyduk
Bir aylıkmışsın ilk öğrendiğimde. Cinsiyetini merak edip durduk aylarca. Altı aylıktın ilk resmin çekildiğinde. Ad bulma yarışı başlamıştı. Akşam bulduğumuzu sabah beğenmezdik, sabah bulduğumuzu akşam, doğduğun güne kadar.
Yirmi bir temmuz doksan dört saat iki on. Hastane koridorunda yankılanan ilk çığlığın titrememi artırmış, dizlerimin bağını çözmüştü. Kucağıma verildiğin an becerememiştim tutmayı. İncitirim, acıtırım diye nasıl da korkuyordum. Elli santim, üç kilo, gözlerin yumuk, ellerin yumuk yumuktu. Bir başkaydı kokun, bebek kokun.
Doğduğun günün sabahı beşiğini hazırlayıp süslemiştim özenle. Çıngıraklar asmıştım üstüne, dönen balıklar, civcivler. Giysiler, oyuncaklar alınmıştı hemen giyip oynayacakmışsın gibi. Tüm aile el ovuşturup bekliyordu eve gelmeni. Sımsıkı tutuyordu kucağında annen, kimseye vermek istemiyormuşçasına. Can atıyordu herkes öpmek, kucağına almak, sarmak için. Herkes pür dikkat, gözler sende, musluk açık, ocakta çay taşmış, kimin umurunda. Adını Ozan koyduk. Yaşatasın diye genç yaşta ölen amcanın adını, Cemil'i de ekledik.
Ve gökyüzünü
unuttu diye maviliğini dumanlar arasında
ve bulutları, o paçavralar içindeki sığıntıları
tutuşturacağım en son aşkımla,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta