Adını Ozan Koyduk Şiiri - Rahim TAŞ

Rahim TAŞ
132

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Adını Ozan Koyduk

Adını Ozan Koyduk

Bir aylıkmışsın ilk öğrendiğimde. Cinsiyetini merak edip durduk aylarca. Altı aylıktın ilk resmin çekildiğinde. Ad bulma yarışı başlamıştı. Akşam bulduğumuzu sabah beğenmezdik, sabah bulduğumuzu akşam, doğduğun güne kadar.

Yirmi bir temmuz doksan dört saat iki on. Hastane koridorunda yankılanan ilk çığlığın titrememi artırmış, dizlerimin bağını çözmüştü. Kucağıma verildiğin an becerememiştim tutmayı. İncitirim, acıtırım diye nasıl da korkuyordum. Elli santim, üç kilo, gözlerin yumuk, ellerin yumuk yumuktu. Bir başkaydı kokun, bebek kokun.

Doğduğun günün sabahı beşiğini hazırlayıp süslemiştim özenle. Çıngıraklar asmıştım üstüne, dönen balıklar, civcivler. Giysiler, oyuncaklar alınmıştı hemen giyip oynayacakmışsın gibi. Tüm aile el ovuşturup bekliyordu eve gelmeni. Sımsıkı tutuyordu kucağında annen, kimseye vermek istemiyormuşçasına. Can atıyordu herkes öpmek, kucağına almak, sarmak için. Herkes pür dikkat, gözler sende, musluk açık, ocakta çay taşmış, kimin umurunda. Adını Ozan koyduk. Yaşatasın diye genç yaşta ölen amcanın adını, Cemil'i de ekledik.

Hiç sektirmedi aşı günlerini annen. Her iğnede gözlerimiz dolardı, seninle ağlardık, senin gibi. Sesine uyanıp geceleri konuştu seninle. Anne' demiştin 'mamadan sonra, Baba' daha sonra çıktı ağzından ve diğerleri art arda, hızla. Aylar sonra oturmaya başladın, sonra emeklemeye ve sonra kırıp dökmeye. Çarçabuk hareket ederdin, ne varsa eline aldığın mutlaka parçalanırdı. Geçtiğin, dolaştığın her yer savaş alanına dönerdi.

Terfi etmiştin biberondan kaşığa. Sandalyeye oturmaya başladın tek başına sofrada. Kendim yiyeceğim inadıyla sofraya, giysilerine, yüzüne bulaşırdı yediklerinin yarısı. 'Atte'lere' giderdik her istediğinde. Vitrinlere bakardık, en çokta oyuncakçılara. Sadece istediğini değil, dokunduklarını bile alırdık. Bilmezdin oynamasını, kırıp dökerdin hepsini. Aldıklarımız kendimize göreymiş, sonradan öğrendik hangisiyle ne zaman oynayacağını. Yapamadığımız, özlediğimiz ne varsa çocukluğumuzda, hepsini seninle denedik. Önce kendimiz oynadık oyuncaklarınla.

Kendin seçmeye başladın gün geçtikçe giysilerini. İsteğine göre hazırlanırdı yemekler. Hiç istemiyorduk sana hayır demek. Giymelisin, yemelisin, gülmelisin, sevinmelisin. Gülmen en büyük arzumuzdu. Sevinmelisin ki biz de sevinelim. Ne büyük hazdı bir bilsen sana dokunmak, oynamak, boğuşmak, kan ter içinde nefes nefese. Seni öpmek, sarılmak, yanağını, kollarını ısırmak dünyanın en zevkli uğraşı oldu hep.

Gündüzlerin kreşlere yetimhane diye kızan babaanneyle ve amcakızlarıyla geçmişti, önlüklü günlerine kadar. Akşamları ve tatil günleri, tadını çıkarırdık seninle birlikte olmanın. Senin gözün bizde, bizimkisi senin geleceğindeydi.

Abi olduğunda büyüdün birden. Biz büyütmüştük aslında seni bir günde, çocuk olduğunu unutarak. Büyük biri gibi davranmanı bekledik. Babanın tayini bir süre babasız kalmana, annenin hastalığı bir süre annesiz kalmana, şehir değişiklikleri ise arkadaşsız kalmana sebep oldu. Daha da büyütmüştü bunlar seni. Büyümenin hakkını vermek için yatılı, yurtlu okulları tercih ettin. Vazgeçilmez bir nesne oldu elimizde telefon. Aradığında asla ikinci kez çaldırmadan açar olduk.

Alıştırsan da mesafelerin uzaklıklarına, hiç büyümeyeceksin gözümüzde. Yirmisinde, kırkında, altmışında. Biz de büyümedik gözünde annemizin babamızın ve hala çocuğuz. Çocuklar büyümez asla. Ve bu öyküler bitmez…

Rahim TAŞ

Rahim TAŞ
Kayıt Tarihi : 13.9.2005 11:50:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Rahim TAŞ