Adın geçti bir telefon görüşmesinde. Her nedense kulaklarım misafir oldu ahizeye. Şiir tonunda bir ses vardı kablonun diğer ucunda,ilk kelimesi bilmece gibi. Adının harflerine benzeyen bir adam en kafiyeli dizeleri sıraladı bir bir dilinin ucundan. Kimse duymasın ister gibi fısıldadı çözemeyeceğim bir bilmece daha o dolgun ses tonuyla. Aruz ölçüsünü bozmadan sesleni verdi adımın ilk harfini.
Yağmurun kokuları serpildi yanaklarıma,derin bir uykuyu noktaladı parmak uçlarıyla.
Adın geçti bir yaz yağmurunda. Yeni doğan güneşin altında bir ses dalgalandı sağ omzumdaki meleğin kulaklarına. Kanatlarından nur indirdi yüreğime en saf haliyle. Ve daha niceleri..Bulutlar örttü üzerime. Çiftleşti gözkapaklarım damlayan gözbebeklerimle.Senenin ilk yağmur tanesiydi.
Adın geçti kirli bir bedende. Yatakta uyuşmuş kalbinde ki ihanet. Saatin çaldıkca zaman zevke dalmış kulak memende zevk çığlıklarıyla.
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta