Ulu bir çınardan on yaprak düştü.
Kara zulüm geldi,ak toprak düştü.
Mert sofralarında puşta hak düştü.
Yanıyor yüreğim,ah ulan ah be! ..
Adına bin lanet...Piç...Kalleş...Kahpe...
Amacınız bütünlüğü bölmek mi?
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Acı gerçekleri ifade eden,her yönüyle çok anlamlı bir eser kaleme almışsınız. En yüksek puan ile saygılarımı sunuyorum.
İhanet
Ne hanlıklar, devletler geldi geçti birer birer,
Bir benzeri daha yoktur, dünyada bu memleketin.
İnsanlığın beşiğiydi önce hitit sonra sümer,
Her duygunun mekanıydı mutluluğun, felaketin.
Malazgirt'te belli oldu onun ebedi sahibi,
Yinede hiç eksilmedi toprağına göz dikeni.
Fikrini gerçeğe döken içindeki her haini,
Vakti geldiğinde elbet esiridir nedametin.
Gönül gözüyle bakın hep güzelliğine bu yurdun,
Böylesi mükemmeliyet ne çin'de var nede ürdün.
Metanet tüm benliklerde dağ gibi olsada bu gün,
Yaşananlar ne yazıkki tarifidir ihanetin.
Nihayetinde hepsi bir kürd'ü, laz'ı ve çerkez'i,
Temel haklar özgürlükler adilce bağlar herkesi.
Ne varki kulaklar sağır duyulmaz vicdanın sesi,
kurtulan az pençesinden cehalet denen illetin.
Bir bütündür bölünemez, parçalanamaz bu vatan.
Kardeşlik düşüncesidir yaşayışa değer katan.
Şiddet eken nefret biçer, nefrete layık yaşayan,
Unutmasınki bayrağı namusudur her milletin...
Abdullah Ataş
Yolun açık olsun şiiri beğeni ile okudum kusursuz bir paylaşım olmuş şiir şairi değil şair şiiri yönlendirmiş geçişler muazzam anlatım çok şahane finali fıtınanın dinişi gibi bitmiş kutlarım şiire gönül veren yürekten emeği
Türk-Kürt-Avşar-Çerkez,Yörük,Dadaşı,
Saysam bitmez,hep Cüce'nin gardaşı.
Omuzlar üstünde şehit naaşı,
Gördükçe ben sana diyorum yuh be.
Adına bin lanet.Piç Kalleş Kahpe.
işte bu...
bu ayrımı yapmaya ve yaptırmaya çalışanlara...
kardeş kavgasını körükleyenler...
LANET OLSUN.
Lanet olsun bu güzel vatana hainlik edenlere.
etkileyici dizelerdi.
tebrikler.
Üstad tüylerimi diken diken etti bu dizeler.. Allah yüreğinizden razı olsun... Saygıyla eğilirim önünüzde.. Allah'a Emanet olun.
Adına bin lanet
Ulu bir çınardan on yaprak düştü.
Kara zulüm geldi,ak toprak düştü.
Mert sofralarında puşta hak düştü.
Yanıyor yüreğim,ah ulan ah be..!
Adına bin lanet...Piç Kalleş Kahpe.
Amacınız bütünlüğü bölmek mi?
Al bayrak üstüne kara çalmak mı?
Ölüm vız gelir lan.Şehit olmak mı?
Hoş gelsin şehadet,küsmem,günah be..!
Adına bin lanet...Piç Kalleş Kahpe.
Polis vuran,asker vuran şerefsiz.
Bebeleri kanla saran şerefsiz.
Türk'ü Kürt'ü ayrı gören şerefsiz.
Tuh,seni besleyen soysuza tuh be..!
Adına bin lanet.Piç Kalleş Kahpe.
Türk-Kürt-Avşar-Çerkez,Yörük,Dadaşı,
Saysam bitmez,hep Cüce'nin gardaşı.
Omuzlar üstünde şehit naaşı,
Gördükçe ben sana diyorum yuh be.
Adına bin lanet.Piç Kalleş Kahpe.
Eyüp Cüce
okuyamadım çok özr...yüreğim kaldırmadııı...yutkundum...gözlerim...sabır versin yüce rabbim o fidanalrın ockalarına birdahad akimseye göstermesin fidanalra kalkan eller kırılsın..cenneti mekan olsun ruhları şad olsun...+10 yörükkızı
Bu şiir ile ilgili 15 tane yorum bulunmakta