sivaslı kapkara bir oğlandın
yüreğinin ikliminde
yeni mi başlıyordu hayat
yoksa bitmiş miydi sezemiyordum
gözlerindeki acı yağmalarken bu kenti
zifiri geceydi
yüreğini bedeninden sökmüş
öylece taşıyordun elinde
umarsız ve ağlamaklı
tek kürekli bir sandal gibi
devinip duruyordun yörüngende
ve aşınıp tüketiyordun zamanı
neler düşünüyordun, bilmiyordum
ama az konuşuyor, derin susuyordun
sivaslı kapkara bir oğlandın sen
bense katil bir söğüt
ve bir özettik seninle
kalın bir kitaptık ve kapandık
demir bir kapı; paslı, sürgülü
bütün duvarları yıkmıştık
ve altında kalmıştık o enkazın
derin derin soluyup tüketmiştik umudu
o kadar çok sustuk ki
o kadar geçti ki zaman ihanetle
'gökyüzü hala mavi mi' diye sordun
oysa bakacak cesaretim bile yoktu
sivaslı kapkara bir oğlandın dedim ya
biraz çelimsiz, biraz varoş
kararsız ve ürkek
ve bu dünyaya göre yaratılmamıştın
benim için koskoca bir umuttun
belki de hayallerimin su aldığı bir okyanus
şimdi kaybolan zamanda öylece durup
sana ve hayata bakıyorum
kimbilir belki de hala
o kapkara gözlerinde şehirler yanan
oğlanı bekliyorum..
15.08.2001
Eylem BaşkırKayıt Tarihi : 23.6.2002 11:51:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (3)