bıçak zoruyla adın sökülür
derin ceplerinden karanlığın,
gölgelerin çatlağında yosun
bağladı yüzün bir soysuz acı,
bağbozumu tende hayalin,
gecenin dallarından topladığım
salkım salkım ateş ve serin,
bende lapa lapa bir şey
baktığım martıyı üşütüyor,
susmuştur kanı her yerin.
kendi çocuklarına düşman
ve salıncaklarındaki parmak izlerinden bile iğrenen,
yürüyorum bir çimenli cehennem;
geçiyorum bir çocuk parkından,
her çıplak hayal ölüsünün düştüğü yerden
türlü mezar taşları çıkar, yıldızların ırkından.
bir ceset alınganlığı her yerde puslanıyor
seçemiyorum soğudukça yüzünü şehrin
bağrında her rüzgarın bir kayıp var,
en uzak intihara sürükleniyor;
zamanın küfesinden bir anı çalmış bulutlar.
renklerin göç mevsimidir,
çiçeklerin ışıktan yorulduğu vakit,
her yaprak toprağın dilini tutmuş
kendi dalına hesap soruyor;
ihtiyar aynaların buruşur yüzleri,
bu başlayan kibir ölümün nihayet
bu lal çatıların baş ağrısı;
bacalarda dillenen küfür ve hayret.
rıhtımı görürüm az önce ağlamış,
derdini dökmüş tuzuna denizin,
deniz bir dalgaya üşenir
sanki bir felce uğramış.
soğuk seslere bulanmış sisler içinde hüznün
bu sabah soluyorum çığlığını zehir,
ciğerimde gülüşünün yankıları gezinir.
kanıma tutkun elleriyle mazinin
ayakları yoktur burada bu sabah,
adımları yanımda olsa da hayatın,
yürüyorum bu soysuz acı
bağ bozumu tende hayalin
salkım salkım ateş ve serin
bende lapa lapa bir şey var
baktığım martıyı ısıtıyor,
şehre uçurum yağar,
gece kıstırılmış,
kanı her yerin susmuştur,
cehennem yeşilleniyor;
ve yankesici bir güneşle,
adın sökülüyor.
K.Çağlar Aksu
Temrin – Ocak/2009
Kayıt Tarihi : 8.11.2012 03:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)