Adımların arası gölgesiz kaldı…..
Sözler oturmadan, gözlerin kızgınlığı nasıl söker anların batılarında …
İmparatorluk çöktü bir tanem.
Adımlarımızın arasında ki yangınlığım peşkeş çeken gecenin dumanında siner ten yanıklığımızın kokuları.Kaynayan şehrimizde artık sadece topuklu ayakkabımın sesleri çınlar oysa bir anlarda çıldırmışlığım sohbetteydi fulü mavinde.Kahkahalarımı duyardı yakamoz, koynundaki yelkensiz yelkenimle.Şimdilerde yelken tüm çaputları açmış heder olan aşkın babası gibi boynu bükük evladını kurtarma peşinde.
Ben istememiştim çöküşlerin orta yerinde korunmasız kalmayı her yer kan… her an yıkılıyor evsiz umutlar.
Takibinde olmam için bir yol yok ki kaldım arenada cenk etmenin gereksizliğinde…
Umudum mu! firarda iz bırakmadan dağ çekiyordu onu, dağların akan salkım saçak nehirlerini aşıp eşkıyaların şahı olurken şehre inmemeye ant etmiş zamana uyup Amman kuzum unut notlarını göz yaşlarıma kazıyarak.
Çöküntülerinin altında kaldı gülüşlerimin değersizliği,değerli yanlarını doldurup gitin yüreğinin sancılarına pansuman olup yeniden cumhuriyetinin dağlarında hüküm sürmesi adına ah be bir tanem ne vardı da yenildik çağa oysa kendi sırça köşkümüzde kimseye aldanmadan yaşamaya hayaller kurmamış mıydık, yenildik duman oldu öpüşlerimiz. Ateşimiz
arzuların hıçkırıklarında sağırlaşmış.
Ateş bir damla suya hasret …
Ben bir damla ateşine hasret…
BERNA ÇANKAYA
31.03.2009
Berna ÇankayaKayıt Tarihi : 31.3.2009 23:28:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Cümleler uzun olunca
Şiir tadı damakta kalıyor
Dikkatli bakıp doğru okuyunca.
Adımların Arası Gölgesiz
Adımların arası gölgesiz kaldı…..
Sözler oturmadan, gözlerin kızgınlığı nasıl söker anların batılarında …
İmparatorluk çöktü bir tanem.
Adımlarımızın arasında ki yangınlığım peşkeş çeken gecenin dumanında siner ten yanıklığımızın kokuları.Kaynayan şehrimizde artık sadece topuklu ayakkabımın sesleri çınlar oysa bir anlarda çıldırmışlığım sohbetteydi fulü mavinde.Kahkahalarımı duyardı yakamoz, koynundaki yelkensiz yelkenimle.Şimdilerde yelken tüm çaputları açmış heder olan aşkın babası gibi boynu bükük evladını kurtarma peşinde.
Ben istememiştim çöküşlerin orta yerinde korunmasız kalmayı her yer kan… her an yıkılıyor evsiz umutlar.
Takibinde olmam için bir yol yok ki kaldım arenada cenk etmenin gereksizliğinde…
Umudum mu! firarda iz bırakmadan dağ çekiyordu onu, dağların akan salkım saçak nehirlerini aşıp eşkıyaların şahı olurken şehre inmemeye ant etmiş zamana uyup Amman kuzum unut notlarını göz yaşlarıma kazıyarak.
Çöküntülerinin altında kaldı gülüşlerimin değersizliği,değerli yanlarını doldurup gitin yüreğinin sancılarına pansuman olup yeniden cumhuriyetinin dağlarında hüküm sürmesi adına ah be bir tanem ne vardı da yenildik çağa oysa kendi sırça köşkümüzde kimseye aldanmadan yaşamaya hayaller kurmamış mıydık, yenildik duman oldu öpüşlerimiz. Ateşimiz
arzuların hıçkırıklarında sağırlaşmış.
Ateş bir damla suya hasret …
Ben bir damla ateşine hasret
yüreginize saglık güzeldi saygıalırmla yıldırım şimşek
Ben bir damla ateşine hasret…
Şiir gibi bir şiirdi. Şiir yüreğine tebrikler...
TÜM YORUMLAR (5)