ADIMLARI MISRAYA BENZEYEN ADAM
Gece bile,
Taşıyamayacak kadar yorgun yokluğunu
Meçhulü tamlayan gülüşüne muhtaç benim gibi
Pervası kayıp ruhum
Tembelliğin utancından kurtulmak için olsa gerek
Seni sevmeye kıldı karar, delirtici bir tutkuyla.
Ve ben,
Tereddütsüz sevmeler üretirken habire
Menevişler taşırırken sayısız baharlarda panjurlardan
Gülüşün tedirgin
Gergin dudakların her niyeyse.
Gölge düşmez ışık olmadan oysaki
Işıkla nedir senin, bilmem ki derdin!
Hal şu ki sen, gülün dahi gülüsün
Bir tadım umut: akçıl..
Tutuluyor kalp çarptıkça, akıl.
Çarpıntıma sebep aşkın
Kıvamı, cakası, yegane ödülüsün.
Her meyvenin usaresi; özünden taşkın
Deviniyor, sen bilmezsin, içimde
Mağara misali oyulmuş bir başka oyuk;
Aç bi ilaç bir devinim bu: adı yoksunluk.
Ben ki adımları mısraya benzeyen adam,
Yüzünü ışıldatan şiirler yazan,
Tıkayan ömrün deliklerini , tünellerini kokunla,
Dehlizleri bakışınla yaldızlayan;
Teninin üzerinde yanası şiirler yazmayı
Öğrendim böylece yana yana
Ve uçuyor külleri sözlerin
Tecrit ettiğin sularda.
YUSUF GÖKBAKAN
Kayıt Tarihi : 21.4.2018 17:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Nicelerine diyerek Sayın Gökbakan...
TÜM YORUMLAR (2)