kulaklarıma fısıldandığı anda ismim ne düşünmüştüm acaba, neyi anlatıyordu bu isim bana.
Bilmeye başladıktan sonra o ismi, taşımayı öğrendim, onunla çağrılmayı, onunla bilinmeyi ve fark edilmeyi onunla sevilmeyi öğrendim. Önüne ve arkasına aldığı ekler ile değerli hissedilmeyi, kötü olmayı ve yok olmayı öğrendim.
Aldığı tamamlamalar, kah bilge oldum, kah beş para etmez biri ve nihayetinde şunu öğrendim o isim olsa da olmasa da BEN vardım, Var olmayı seçerek başlıyor hayat.
Her canlı bir isimle çağrıldığında o ismin asaletini mi taşıyor, fark ediyor mu ismin -e hali -i hali -de hali, hepsinde aynı değil miyiz?
Zülfü kimi ayağın koymaz öpem nigârum
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Devamını Oku
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum