bir zamandı
zamanlar içinde bir zaman
kaybolan
saf, masum
bir o kadar da haşarı çocuklardık
adımız çıkmış bir kere
yaka silkmişti mahalleli
kalmamış;
kırılmadık cam
çiğnenmemiş bahçe
aşırılmamış kiraz,
vişne ve erik
lakin tadı yoktu canım bizsiz
ıssıza düşen sokakların
dedim ya o günlerde safça bakardık hayata
emniyet kokardı yamaçları beldenin
kancıklığa geçit vermezdi ağabeyleri mahallenin
küçükler harbi sevilir
büyüklere saygı duyulurdu hakkaten
selam verilirdi tebessümle
öğretmene rastlandığında
ve asla evlere girmezdik
hava zifiri kararmadan
takvim yaprakları yetmişleri düşerken
davetsiz bir misafir geldi evlere
dörtköşe bir camekan
bir de çatıya konuşlanan alüminyum parça
konuşlandı baş köşeye
çok meraklandık o çocuk halimizle
ne çıkacak bu kutudan diye
her akşam o komşu senin bu komşu benim
ev ev, sokak sokak, koştururken peşinde
dr. kimble ve kaçaktı
rüyalarımıza giren
bir de heidi adında bir şeker kız
alpler’in zirvesinden
ve küçük evin sıcaklığıyla
sinema akşamlarını beklerken
kendimizden geçerdik...
lakin bir akşam komşunun evinde
filmin ortayerinde
oğlan kıza yanaşıp çekince kendine
bir kıpraşma oldu ev halkında,
gözler kaçırıldı sofaya doğru
bir la havle nidası yükseldi dedemden
....
neyse ki geçmişti tehlike
babam yorgun düştü
didişmekten bizimle
o da kaptı geldi bir gün beyaz camı
dünyalar bizimdi artık
ağabeyimle zıpladık salonda
sarmaş dolaş kutladık zaferi
annemden dayak yemeyecektik
kapı önünde yatmak da yoktu artık
geç geldik diye
lam ba da
lam ba
zil tak oyna
derken soğuk, karla karışık bir otuzbir aralık gecesi
saatler yirmidördü vurduğunda
nesrin topkapı belirdi ekranda
bizim nefeslerimiz tutulmuş
kalbimiz küt küt vurmakta
o çocuk
o saf kalbimiz
çıplak kadın bedenine aşina olmayan
o gözlerimiz
hayret ve heyecan arasında apışıp kaldı
ve düşman o akşam
çanakkaleden beri beklediği rövanşı aldı
ekrana düştü siyah bir nokta
ve adım adım alıştırıldı gözler
kadının çıplak bedenine
sinemalar da boş durmadı elbet
beyazdı perde
kirini keşfedinceye değin
civciv çıkacak kuş çıkacak
yumurtanın sarısı
lambaya püf de
dar alanda kısa paşlaşmalar...
derken
mecmua geldi arkadan
teslim ol, ey benliğini arayan adam!
o siyah nokta kapladı ekranı
sonra odayı
derken sokağı
caddeye aktı
yavaş yavaş
ve bir zaman sonra
şehrin sokakları teslim olmuştu nesrin topkapıya
biri bizi gözetledi bir zaman
derken gözetledik birbirimizin mahremini
toplumca meraklandık hiç olmadığımız kadar
eller aya giderken bile meraklı değildik bu kadar
meraklı olmadık insan denen varlığın sebeb-i hayatını çözmeye
umurumuzda değil di ki
atom, elektron ve genetik
uzay, ışık hızı ve daha neler
meraktan çatlıyorduk
bbg evinde kim kime zıplayacak
mertçe bir savaş değildi bu
gizli gizli ve harp ilan etmeden muhatabına
araba farı görmüş tavşan gibi
bitirmek gerekti işini bir çırpıda
bir çırpıda gözlerini açamadan
nitekim uyuyordu benim nöbetçim
düşman hançeresini daldırdığında sinesine
teslim alındı bir bir, bütün ocaklar
nesrin topkapıvari kızlar
hıçkırıklar içinde beğenilmedim diye ağlarken podyumda
genç erkeklerin idolü tarkan’dı!
anneler,
ah! anneler
güzel anneler!
namazı acele kılmanıza gerek yok
kaçırırım paparazziyi diye
onlar sizi düşünür
hiç paniğe kapılmayın
televole ve diğerleri
haftanın yedi günü
kanınızı zehirlemek için
emrinize amade
yoksa hiç mümkün müydü
türbanlı bir genç kızın
tarkanın konserinde kıvırması
mevlana diyarında…
ağlayın bizim için canlarını veren şehitler
sızım sızım sızlayabilir kemikleriniz
kılıçla topla tüfekle kuşatılmadık biz
düşman taktik değiştirdi sizden sonra
önce gözümüzü teslim aldı melun
sonra fikrimizi
vicdanımızı
bir tek mermi atmadan
bir süngü bile takmadan
aldı şehrin emanetini
ağlıyordu ninem
bakıp bakıp
yeşil çuha içinde
duvardan inmeyen kitaba
sahi adı neydi o kitabın
dedem alır okurdu sabah akşam
latin alfabesi değildi bir tek
onu hatırlıyorum
kavisli harfleri vardı
kah ağlar, kah gülümserdi
rahmetli
çevirdikçe sahifeleri...
Kayıt Tarihi : 2.9.2006 15:43:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Seyredenler kanıyor, aldan, ekrara aldan!...
Bir şiirimden iki dizeydi. Aynı fikirdeyiz.
Sosyal bir yara... Toplumsal, didaktik bir şiir... Doğum gününüzde bana armağan oldu. İlk tam puan benden, doğum gününüz kutlu, ulusumuz mutlu olsun!..
TÜM YORUMLAR (2)