Adım Adım İstanbul
Seneler, hey gidi güzel seneler
Benden neler koparıp aldığını bir bilsen.
İlk önce benliğimi,
Sonra sana karşı olan sevgimi
En sonunda da. insanlara olan güvenimi
Bir bilsen ki şu İstanbulun kalbi neden yaralı
Bir görsen ki yüreği neden kapalı
Kulağını getirip, koysan yüreğimin üzerine
İşte o zaman duyacaksın feryadımı.
İşte Marmara, Boğaziçi ve deniz
İşte de bir zamanlar gıptayla baktığın Topkapı,
Onların etleri lime lime, benim yüreğim yaralı.
Onların gözleri yaşlı, benimse bakışlarım sevdalı.
Seneler, hey gidi güzel seneler!
Nerede kanatlarına takıldığım martılar
Gözyaşımı sakladığım mavi dalga nerede
Bakardı ıslak ıslak yüreğime tarihim
Mabedime yüreğimi saldığım gün nerede
Gül yüzlü gecelerin gelir mi bir kez daha
Batar mı gün geçmeden düşmanımın güneşi
Allah Allah sedasıyla sarsılan duvarlarım
İnler mi bir kez daha haydi beni al diye
Tutsak olmak yok mu, şu zaman deryasına
Mutluluk tufanı uğramaz mı yanıma
Gözyaşım doldurmaz mı, gönlümün umanını
Kulaklarım işitmeyecek mi, İstanbul sevdasını.
Seneler, hey gidi güzel seneler,
Osmanlının Nuru Nuruosmaniye bir mum yakarken
Karanlık odamı aydınlatan ne?
Zavallı ruhumun boynu bükükken,
Umudun perdesini aralayan ne?
Martılar mı geldi de, dalgalar coştu.
Tarihim, kültürüm ilklere kondu
Deniz mi temizlendi, plajlar doldu
İnsanlar, beni bastı bağrına
Mavi gökyüzü, yorgan olurken
Gül yüzlü gecem, mehtabım olmuş.
Takvimler değişip, dallar koparken
İstanbulda hayat yaşanır olmuş.
NOT: Her senelere seslenişimde, ayrı bir zaman dilimine sesleniş var.
Kayıt Tarihi : 22.4.2006 17:38:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Tuğba Altun](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/04/22/adim-adim-istanbul.jpg)
Sevdalı gönlümle geldim kapına,
Serkeşhane bakma öyle İstanbul.
Meftunum muştuna kutsal tapuna,
Derdin nedir susma söyle İstanbul.
Nebi’nin gözdesi İslam’ın mülkî,
Vefanın belgesi şehr-i hakiki,
Sokaklar berduşsa suç bende mi ki?
Kaşın çatıp esme söyle İstanbul.
Ağlatma İstanbul piştim kavruldum,
Mecnundan Ferhat’tan beter savruldum,
Takatim tükendi sustum devrildim,
Yarama tuz basma söyle İstanbul.
Haliç durgun akar gözlerinde yaş,
Bu ne tasa gamdır böyle arkadaş?
Aklım boğuluyor duruşun ayyaş,
Gözyaşını kesme söyle İstanbul.
Ekinci biliyor derdini amma,
İzahı karışık biraz muamma,
Yeniden Fatihler doğurmaz sanma,
Bu garibe küsme söyle İstanbul.
24.03.2006
Ömer Ekinci Micingirt
TÜM YORUMLAR (5)