aşkını efsanelere nispet ederek kullanabilirsen,
çocuk olsan bir fili dizleri üzerine çöktürebilirsin.....
görsel rehberlerimi yanıma almadan yurt dışı seyahatine çıkmadım,
hepsini sana vermiştim çünkü
ve ben
ne olursa olsun,
onbeşbin fitte dahi hep seni sevdim,
kalbim elime düşecekmiş gibi olduğunda bile....
seviye sınır demektir diye
sıralama vermedim yüreğine....
kalbini alt etmeye yeminli askerlerim vardı içimde,
son kurşuna kadar savaştı hepsi cephende,
bu kadar koruma kalkanına rağmen,
sızdılar birer birer gönlüne...
dramatik bir sonu vardı oyunun ve savaşın,
Truva atı gibi zannederken taktiği,
kendi planımda tuzağa düşmüşüm....
paralel değil,
konik bir izdüşümü yaşadık aşkımızın içinde...
bana o kadar yakındın ki,
ben yoktum sanki,
ikiz bir kalp duruyordu yerimizde...
titizlikle sevdim seni,
içimde hiç bir leke olmadan sevdim anlayacağın...
bazı masallar hiç mutlu bitmez,
çocukları kandırmak için gökten üç elma düşürecek
bir aşk değildi bu....
365 gün altı saat ve farklarıyla da seveceğim seni,
yıllar hangi rakamda sona ererse....
aşkını engizisyon mahkemelerine terkedecek kadar değersiz bırakırsan,
kaldırdığın kazanların altında kalırsın,
suyunda yanarsın karıştırdığın....
dilimin tutulduğu anların yok önemi,
kalbim tutulmasın yakasından,
düş gücüyle üretilmiş bir aşk değil bu,
ne gördüysem onu yazıyorum gözlerimdeki kanla...
kalp atışlarımı hissedemiyorum galiba,
neden durduğunu anlayamadım,
değişik bir galaksinin çekim gücüne boyun eğmiş,
sürükleniyorum...
aya ayak basmaları da bir şey mi,
yüreğime ayak bastın,
benim için küçük
ama
aşkım için çok büyük bir ADIM bu...
Kayıt Tarihi : 11.3.2018 22:34:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!