Üstümdeki kör gölge güneşim oldu.
Artık onu her delen ışık canımı acıtır oldu
Tutunduğum dallar sıcak olsada
İçimdeki serin yüreğe işlemiyor.
Sadece ellerim yanıyor...
Oyalamaya gerek yok
Ölüm yakışır insana
Yakışır yaşamışa
Ey bilinmeze ağlayan çocuk
Istırabı veren ölüm değildir.
Ne güzeldi gözleri
Su üstünde uçuşan kelebekler gibi
Çağlayarak konuşurdu
‘Şiir dilleri’
Mübarek ve muhteşem
Senin sesizliğin var yokluğunda
Bir köşede oturuyorsun başköşem
Konuşmuyorsun umarsız acımasız
Duruyorsun, yokluğun söyleniyor vicdansızca.
İlişsem sana koynuna dalarak
Keder doluyum.
İçimdeki sıkıntı gözlerimden taşmadıkça rahatlayacağım da yok.
Gömüldüğüm bu yerden, beni bunun da çıkarmayacağını biliyorum ya...
Ne zor şeymiş sevgiliyi özlemek.
Hem de hayırsız bir sevgiliyi.
Dokunup işleyecek mi seni
Dokunup geçecek mi?
Yahut
Hiç ulaşmadan parçalanacak mı?
Bir yerlerde bir ıstırap
İnsan taştan değildir
Ki öyle güçlü olsun.
İnsan taştan değilidirki
Kuru, soğuk olsun.
Önemli bir adam geldi dün buraya
Önemli bir adam.
Çünkü bir kadın tarafından seviliyor.
İç çekmeden konuşuyor
Kendinden emin kıvrak şakalar yapıyor
Zaman ırmağından akan her damla dönüşür durur
Bu sonsuz endamda tükenen hiçbir şey yoktur.
Sen şahidisin bu alemin: öyle zavallı, öyle ürkek...
Düşünmenin hiçbir faydası yok, inanmaksa sadece teselli.
Gözlerin var senin ölümlü resimler çeken...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!