Bir yaradılış öyküsüdür ellerim
Çelik bir tırpan gibi sallar yılları
Bir örsün harmanında dövülürken kalbim
Aşkın kanayan rengini yakar sevda şarkıları.
Adı yoktur içimdeki sevdamın
Akar sel olup karışır engin denizlere
Mazinin bağrında taş olan duygularım
Ağlar gölgeler içindeki hayalinle.
Bir ardıç kuşu öter öğle karanlığında
Hazin ve tesellisiz bir telaşla
Sen sonsuz bakışlarda yaşarsın
Hayalimde yaşadığın sevdamda.
Hareli akşamlarda güllerin açar
Mahcup güllerin
Fesleğen kokan gecemde sen yoksun
Sabahın simyası dolarken içime
Seni yaşama bağlar mahmur gözlerin.
Esmer ve uzun bir gecede
Mumyalanmış sevdalar taşır köleler
Hayatı avuçlarında sunan
Bir gecelik aşklara,
Sen gönülden sözlü bir Leyla sın
Yürürsün asırlık sevdalara.
Sen bakışlarda mağrur
Kirpiklerden taşarsın
Gözlerinde buharlaşırken okyanuslar
Doğanın özlemini öper
Portakal buğusu sağanak yağmurlar.
Taşralı kızlar korosu kadar
Gür değildir sesim
Gözlerinin yokuşlarında yoruldum
Çözüldü dizlerim
Bir kadının çırpınışları kadar
Cesur değildir rüyalarım
Koyu derin uykulardayım.
Denizi öpen dudakların
Sunduğu hatıralara inat
Bana kılıcımı geri versin hayat
İşte sana geri geldim
Avucumdaki sedeflerle
Yalınayak.
AKÇAY - AĞUSTOS - 2007
İbrahim YılmazKayıt Tarihi : 29.8.2007 00:37:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Adı yoktur içimdeki sevdamın Akar sel olup karışır engin denizlere Mazinin bağrında taş olan duygularım Ağlar gölgeler içindeki hayalinle.
TÜM YORUMLAR (98)