ne menem şeydi
adı yoktu
kordonda yürümekti
ateşlere vermekti güzel izmiri
üstüne imbat çekmekti
ciğer ciğer...
birdenbire bir kaç bin yıl
uyumaktı bir başına
uyanmaktı
dudağımdan geçmiş lethe
bir yerlerim azalmış
yeni sürgün bir yanım...
hep akşam kızılında
vurgun yemekti
demsiz kalmaktı
ufukla mehtap arasında
deniz kabuğundan ince cızırtılı
eski seslere kulak tokuşturmaktı
yeni sesleri
bülbül dedikleri
bir alameti şeyda...
buruk tatlı bir yeşil zeytindi
dalında bıraksan kurda kuşa yem
ne güzeldi çayın yanında
yanında çayın sele sele vermekti
siyahi bir özlem
hem akdeniz
hem egeden...
gözdü
mavisine yosun düşmüş
gezdi
yarına eğilmiş sökün sökün
arpacıktı
saçak kök yeşil ağız
bu kadarda olmaz ki kayada su iziydi
ağzı yok
dili yok
belki kitap vitrinlerinde
söğüt yapraklarından sayfalarda
sürgün vermekti
doymamaktı
mürekkebin
kömürün yonttuğu ize...
uzun kuyruklarda lüks hayeller görmekti
sağa fazla abanmaktan topuğu aşınmış papuçlarda
ensesindeki etiket söküğünden
bütün boyutlarıyla kaçmaktı
ve bir çimdik gidememek
yazgıdan
ne berbattı çocuk olmak yoksulluğun panayır ortasında
en başından
taaa en başına...
Kayıt Tarihi : 25.3.2011 13:40:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Saygılar
Fikret Şahin .
dalında bıraksan kurda kuşa yem
ne güzeldi çayın yanında
yanında çayın sele sele vermekti
siyahi bir özlem
hem akdeniz
hem egeden...'
Şiir üstü şiir, çay, zeytin, simide dem...
TÜM YORUMLAR (4)