Adı yok bu dünyada gittiğim yerlerin, gizeminde gördüğüm rüyaların
İplik gibi eğri hortumların içinden geçtiğim, günlerinden hatırlarım
Karanlığı delen ışığa doğru basamadığım yollarmı beni götüren?
Yoksa, kollarımdan tutan görünmeyen bana yoldaş varlıkların
Issız çöller değildi geçtiğim yemyeşil vadiydi gördüğüm daha önce
Hiç görmediğim bir yerdeydim adı yok bu hayatın bir benden başka
Gözlerimden hasretin yaş damları düşüyordu toprağa suya hasret değildi otlar onlara Allah veriyordu besbelli yağardı elbet yağmurlar
Kırmızı renge bürünmüştü gökler dünyaya küskün heybetiyle
Duruyordu yukarda sanki kızıl bir alev düşecekti yeryüzüne
Denizler bile yanardı güneşin aleviyle kor suyu emecekti birgün
Korkusuyla bekleyen gözlerle insanların düşecekti üstüne
Adı yok bu yalnızlığın korktuğum hayatın kendisidir fani dünyanın
Dipsiz kuyuların içine düştüğüm çarpmadan uyanmamı hatırlarım
Karanlığı delen ışığa doğru basamadığım yollarmı beni götüren?
Yoksa, kollarımdan tutan görünmeyen bana yoldaş varlıkların
Kalbi vardı ama taştı insanların düşmanı yine insandı insanların
İki gözleri vardı biri kördü sadece, iki kulakları vardı biri duymuyordu
Dili vardı ama bıçaktı insanların, kestiği yine insandı insanların
İki elleri vardı biri felçti sadece, iki ayakları vardı biri yürümüyordu
Çatlamıştı toprak bu yüzden, insanları taşıyamaz olmuştu yeryüzü
Yaşamasını bilemedi insan oysa onlar için ne nimetler yaratıldı
Kızmıştı yeryüzü içindeki nefreti kusacak söyleyecekti o son sözü
Şükretmesini bilemedi insan, doğmadan alnına kaderi yazıldı
Adı yok bu hatıraların yaşadığım yerlerin kokusu başka esen rüzgarın
Kuşlar gibi kanatsız dağlarından uçtuğum uçurumlarından hatırlarım
Karanlığı delen ışığa doğru basamadığım yollarmı beni götüren?
Yoksa, kollarımdan tutan görünmeyen bana yoldaş varlıkların
Kayıt Tarihi : 6.7.2012 19:31:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)