.....
Bir ateş parçasıydı
gizlerde gidip gelen şey.
Nerden geldiği bilinmeyen sonsuzdu
İnorganik organik diye ayrılan,
değişimle döllenen, insandım.
Varoluşumdaki rolüm,
tüm şeylerin tek nedeni,
iyilik ve kötülük,
durmayan matematik bir sonuçla kemirdi beynimi.
Her şey değişmek zorundaydı.
Felsefi bakışlı zıtlıkla bir şeytan yarattım…
İdeolojik yok oluşun kıvranan fahişesi!
durmadan…
İnsandan şeytanlar türettim
Ve sonsuzluktan gelen entrikalarla
ne tufanlar yarattım?
Gemileri olmayan tufanlarla
ırkları yeryüzüne serptim.
Genleri Mutasyonik bir kazaya uğramıştı
adı 'PİÇ' konulan IRK…
………………
Hiç bir toprak kimsenin değilken,
yeryüzüne hiç bir isim konulmamışken,
Ey kahrolası kin!
bitmeyen zehrinin
damıtan imbiğiyle öldüren!
Sapkın tarihin başlarken,
piramitten aşklara inat mıydı kirliliğin?
Sana kanarak insanlığımı bir an yitirdim.
Anlamı bilinmeyen noktalarla dolan zamanda.
Hadi gel beni öp dudağımdan.
bir hayat Fışkırsın ana rahminden.
Ufacıktı…felsefi denklemler.
Kısacıktı…insani ilişkiler.
Görünmezdi…tarihsel gerçekler.
Gözler, sağırlaşan kulaklar kadar duyumsuz
Ve hayattaki en sorumsuz damlaydı.
Yeryüzünü kirleten insan!
Aktın ille de içime.
Dağlardan barikatlar kurarak tenimde.
Ben Tanrı kadar tanrılaşan isyan!
Ben mahluk- i hayvan!
Ben türlerin en sonuncusu!
Ben tahribatın bekçisi!
Bir tufanla başladı…
Bir tufan ki
…bir damla su kadar bile görünmezdi.
………”OL” emriyle her şey oluverdi.
...Ve insanoğlu, kendisini nasıl kaybetti,
Evrimleşti?
Ve milyonlarca yıl sonra
İnsanın insana ihaneti başladı.
…
Yıldızların, çok sönük yandığı bir gecede,
Baharları yel eser,
hani serinlersin gölgesinde?
işte o gece, çok gizlice
Güllerin dibinde, bir kadın, bir erkek
Genlerine inat ederek
Türkçe şiir eşliğinde
Sevişirken en cicimli gecesinde,
Türkçe çocuk yapmak niyetiyle,
Gövdeler gövdelere kilitlendiğinde
Tenler tenlerde eritildiğinde
Spermler yumurtayla birleştiğinde
Genlerini Türkçe’ye çeviremediler.
Kürt genleriyle donatılmıştı bahçeler.
Karanlık bir iklimde düşen her damla…
Kadınlarımızın memesinden akan süt gibiydi
hala tadı durur Dudaklarımda.
Her anne, benim annemdi.
Terim sevdamın seviştiği dağ kokar.
İntiharım suskunluğumla başladı…
Ölü bir yıldızdan koparak başladı maceramız
Karaca dağ’dan fışkıran bazalt parçaları...
volkanik bir hataydı varoluşum.
…
lav oldum serildim yeryüzüne
İsyan oldum tükürdüm ihanetin gözüne
Avalca bakmayın yüzüme
Kulak verin sözüme
Ey! ırk çevirmenleri
Ey! gen bilimciler!
Nerden geldi 'piç'liğim?
Çıplak mı çıplak!
Beyaz mı beyaz!
Aklına bunları yaz …
'PİÇ' mi doğdu Kürtlüğüm?
...
Ey inat!
“Ben gezgin satıcıyım,cevher satıcısı değil
Kendi kendime yetişmişim,yetiştirilmiş değil
Kürdüm dağlıyım kenardanım”
...
Kabustu beynimi kuşatan zaman…
Tarihler toz duman
Vatanseverliğin yalan…
Amacın sadece talan
Hani nerde vicdan
(RUHSAL İÇ ÇATIŞMA – Çelişkilerin çatışkısı)
Sonra, hırsız bir gecede
Ansızın, kara kukuletalı şifrelenmiş ihanet,
Değiştirilmeye çalışılan genler,
Varolmayan piçliğime nedenler,
Destansı tarihlere tükürerek,
Trajikomik gülüşümde öldürülen,
Ey kahrolası ironik zaman!
'KART-KURT' oldu piçliğim.
Çelikte eridi ateşimle.
...
Tarihçiler!
Gen bilimciler!
Zaman kahreden bir ayrılık mı?
İnsan kendi kurduyla devrilen ağaç mı?
...
Ey Tanrı!
Tepeden tırnağa yalan değilse yaşam,
O en güçlü sesinle
Koy beni bir yere...?
Bak nasılda yok sayıyorlar
Atomdan oluşan bedenimi?
Neden bu şifrelerle donatın ki genlerimi?
Hadi sus-tum! diyelim,
Kabuslar sürülüyor üstüme.
Paslı bir hançerle zulüm dokuyor tenime.
Ve ölüyorum en cennet iklimde
Yayından fırlayan ok gibi bir ihanetle…
(SORGULAMA)
Şimdi sen söyle
Ey evren!
Kendinle ört üstümü.
Ne belalar salındı üstüme?
Mini minnacık
Sevimsiz ve hain.
Kahroluşumun sebebi genler…
Eciş bücüş görünmezler.
Talan var tenimde.
At kişnemeleri,
nal sesleri,
Kin nehirleri…
Talan var tenimde
Talannn!
Gözlerimin içine bakıp
Savurduğun kahrolası yalan…
…
“Ben Allah’ın hikmetine şaşakaldım
Kürtler dünya devletinde
Acep ne sebeple kalmışlar boynu bükük
Hepsi birden niçin olmuşlar mahkum”?
Ey Yunus! İşte şiirlerin:
“Yanan kömür,
Kızan demir,
Örse çekiç
Vuran biziz.”
“Geçti beyler mürüvveti,
Binmişler birer atı,
Yediği insan eti,
İçtiği kan olmuştur..”
Dayanamam artık yeter(Edi Bese)
Kan kırmızısına çevrilmesin toprak
Topraktan fışkırsın milyonlarca hayat
Hem sana hem bana yeter bu aşk
Ey Yunus!
Bak ardılın haykırıyor duyuyor musun?
“Neyleyim ki pazar hayli kesattır.
Alıcısı yoktur Kürtçe kumaşın.
Yani para ve altın hırsından,
İlmin tamamını bir mangıra satsan,
Felsefeyi bir pabuca bile versen
Devrin böyle olduğunu gördüğümüz vakit
Hep para için savaşıldığını (gördüğümüz) anladığımız vakit”
Ey insan!
Nedir bu vahşet?
Kininden düşen bin dehşet.
Yaktı beni
Dilinden türeyen İhanet.
Oysa aynı güllerin birer dikenidir insan.
Kara Papak Türklerinden Çıldırlı Aşık Şenlik
Senin neyin söylesene?
Beni yok sayan boş inkarın?
Yok saydığınız beni.
Ne güzel Ruslara karşı direnmeye çağıran şiiriyle:
“bir kağız yazmışam celali kürde
O zaman cevaf ver merdoğlu merde
Seksenmin pür silah tamam bir yerde
Yêriyif Kürdistan külli var gelir”
Okundu ferman.!
Şifrelerimize müdahale var.!
Lamarck’ ın çevresel 'PİÇ'liğimiydi Kürt oluşum.?
Darwin’in doğal ayıklanmasından mı türedim?
Yada Allah’ın yaratığı insan mıydı Kürtlüğüm?
Şimdi şaşırdım kaldım.
Hangisi? Acaba..! ?
Derin düşüncelere daldım.
Yaşama hayran kaldım,
Soran mı var?
Adem ve Havva kimdendi?
Başıma bela kesilen Ah! bu genler…
Kanıtıma nedenler...
Sen! ey kalın kafalı 'KART-KURT'!
Biz zaten şifrelenmiş varoluşunun değişmez genleriyiz.
İnkara karşı başkaldıran şövalyeleriz.
Mutasyonik bir kazaya uğrayan genlerinle,
Sen 'PİÇ' doğan bir Kürtlüğün,
Daha da 'PİÇ'leşen çocuğu.
Hani nerde şairliğin?
Bir taşa çarpar gibi parçalandı kainattaki tüm düşlerim.
Kan akmadan da öldürüldüm.
Çıplak tenime saplandı zehirli dilin.
Ayrıldık mı? depremlerde ayrılan yer kabuğu gibi acımasız?
Ayrıldık mı aniden? yıldızlardan kopan ateş gibi birden?
Ey! tarihin kirli sayfalarından akan kan!
Hala durulmadın mı?
Hain bıçaklarla çizdin,
Tenimdeki sınırlar senin ihanetin!
Avuçlarımda ölümü bir çocuk sevgisiyle besliyorum
yaşama filiz versin
Ne çıkar ki bilinerek geceler karartılıyorsa
Ey kahrolası ihanet!
Aşk mıydı tapındığım tanrıçalığın
Yoksa kardeşliğin gri renklerimi?
Göbeğim kesilirken dillimde kesilir
Özgürlük dediğin bu mu?
Ey! Ay gecelerinin çözümsüz serenadı?
Çırılçıplak anadan üryan bir sözcükle çağırıyorum seni.
Gel! Ay çıkmayan bir gecede sende Kürt ol!
Sosyolojiye inat.
Matematiği tutmayan hesap,
Kabuklarını kır!
Bir günlüğüne de olsa yüreğimle seviş,
Aşkımla örtüş.
Vatan olalım,
Mozaikler ülkesi
Yetmiş iki milletin dili.
Hitit, Lidya, Sümer,Medya, Boşnak, Çerkez, Asur,Pers!
Soy kütüğünü takip ediyorum ey insan!
Kuran’i Kerim’de Adem ve Havva
Darwinizimde atamız bir maymun.
Yada rastlantısal mutasyonik bir kaza.
Velhasıl
Son fasıl
Sonuç homo sapiens.
Nerden gidersen git.
Geliyorsun tek pınara.
Bir gün kısa, bir ömürle sende gireceksin o dar sığınağa.
Öyleyse ne kükrersin yelesiz aslan gibi?
Savaştan çıkmış bir kahraman mısın sen?
Atıp tutma vurup kırma
Vatansa, Vatan! benim canım.
O toprağa kanımı katan, dedelerim.
Rüyalarına girmedi mi çığırdığı ezgileriyle?
'Kolumu salladım toplar oynadı
Kara taş içinde çete kaynadı
Yaşasın Urfalılar teslim olmadı
Di yeri yeri kumandanlar yeri
Çetelerim gidiyor dönmüyor geri '
Şanlıurfa halkı Fransızları bozguna uğrattığında,
Karabıyıklı da Karayılan düşmanı kırdığında.
Kahramanlaşan Maraş’a sen hangi yürekle kükrersin?
Vatanımda kuşatıldığımıza bakmadan,
Yetmiş iki dilden ezgilerimizi yakarak,
Su gibi akıp toprak içine sinerek hey!
Ve delirmiş bir küheylan gibi silkinerek!
Frenk giysili adamlar namusumuza el atanda,
Al kanlı bayrağı mı çiğnemiştik?
Şimdi, birden bire bir Newroz gününde,
Nevroztik bir histeriyle ırkçı literatürlerde
'PİÇ' mi doğduk adı Kürt konulan?
Çırılçıplak anadan üryan, dilimden kopan isyan.
Duy sesimin yaramaz çocukluğunu
Bir Türk kızının kızlığı kadar namuslu sözlerim.
Bana, beni yaralarda işgalci kurşunundan daha ağır.
Dayanamam.
Gel gir koynuma ey Vatan!
Bir gelin almışız telli duvağı Türk motifli
Ve yemekleri ne çok güzel,
Sanki yapan Kürt kızı?
O tadı veren ellerindi…
Nergis ellerin…
Özledim
Bahar kokulu tadını
Kokusu ki vatan,
Güzelliğine bin renk katan.
Çerkez kızı’nın cazibesi
Ve Temel’in esprisi
Hamsi gülüşlü…
Burnu kartal gagası
Kahraman bakışlı.
Emekle yoğrulmuş hamuru Vatanımın
Sanki kızlarımızın ördüğü kilim nakşı
Elleri kırılası zaman ne susarsın?
Bebelerimiz kan gölünde boğulmuştu.
Cesetlerinden akan kanla toprakta güller açmıştı.
Ey insan!
Uyan! fayları parçalanıyor Vatanımın.
İkliminden aldım rengini
Ölümle kuşatılmış tenimin.
Terinden yakılır aşktır ezgilerim
Barış rengine hasret vatanımın
Saplantılı kafanı sapla kuma körelmiş gözlerin.
Okyanusun dalgasındaki gürültüyle belki uyanırsın.
Denizlerin esintisiyle gelen melodik aşk gibi içten,
Oku bakalım, sevdalım bir şarkı…
Özgürlük koksun.
Çığlaşan sesinle yayılsın,
Evreni doldursun.
Şiirlerimin meşk safsatası bir kurgudur.
Kadınlarla olan sevişmem sadece sözsel bir vurgudur.
Nerde bu duyguların dans eden şerefli öpüşleri?
Ve vatan kadar tutunacağım bir ozanın gözleri?
Her seviştiğimde
Yıldızların ışıltısında,
Debelendiğim toprakta
Yatanların külleri dirilsin!
Konuşturmayın beni!
Uslanmaz ozandır bir yanım,
Destanlar yaratırım kuru daldaki yaprağa.
Ağıtlarlarımla çınarların kökleri gibi
Karanlıklardan fırlar haykırışlarım
Salınır toprağa.
Barıştır yüreğimize işlenen
Ey tarih sayfalarını aç
Artık ağlamaya vaktimiz yok.
Birkaç bin yıldır
Ağlıyor analarımız
Körpe bedenlere sarınarak.
Kan kırmızı karanfile dönerek giysileri.
Ve sen
Ey kardeşlik
Duy sesimi!
Toprağımda bana,
Kanımı akıttığım Vatanımda
Hain! diyen dilin utanmadı mı kardeşliğinden?
Bülbül-ü şeyda aşkıyla şarkılar söyleyelim,
Pir Sultan Abdal’ın sazıyla ezgiler.
Dadaloğlu’yum hey!
Köroğluyum! gökleri gürletirim attığım narayla.
Demirci Kava’nın ateşiyim zulmü eritirim.
Mem’u Zin sevdasıyım.
Leyla mecnun çölüyüm.
Ferhat’ın gürzüyüm.
Yunus’un diliyim.
Yaşamanın en güzel ezgisiyim.
“Çanakkale içinde vurdular beni
Ölmeden mezara koydular beni”
Vuruldum ey vatan!
Şimdi ben neyim?
Şehit mi,?
Leş mi?
Yazık be!
Çok yazık.!
Hangi kitapta yazar,
Dost dosta mezar kazar?
Aynı toprak adına,aynı düşmanla çarpışan.
Aynı mezarda yatan, aynı omuzda taşınan.
Ölürken bile, gülümseyen.
Çanakkaledeki Kürde hainliği! Yapıştıran?
Birden bire bir fay koptu içimde.
Bir gecede beni hainleştiren,
Sen kimsin de…
Havadan sudan kükrersin?
Hiç bir Türk mertliğini kirletmez.
Küfretmek Türk! lüğü belirtmez.
Önce kafamı ez kendini bilmez,
Kimse bana vatanımda
“Ya sev ya terk et” di-ye-mez!
S
…U
…….S
………..M
……………U
……………….Y
…………………..O
……………………….R
Susmuyor dilim
Yayından fırlamış ok gibi
Yok geri dönüşüm
Vatanım ben
Vatan!
Sen bilsen de
Bilmesen de.
Ben bu vatanın çocuğuyum
Çiçekli bahçelerin başkaldıran gülüyüm.
Yetmiş iki milletin susmayan bülbülüyüm.
....
Kayıt Tarihi : 25.3.2005 18:57:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Not: Bu şiir yada destan,son günlerde Newroz olaylarındaki bayrak eyleminden sonra bilinçli bir şekilde geliştirilen provakasyonlara karşı,ırkçı ve faşist kesimlerin bayrak adı altında linç hareketleri ve Türkiye’yi uçuruma götürdüğü ve olası Kürt- Türk çatışması yaratmaktan çıkar umanlar için yazılmıştır. Yakın tarihimiz bu tür olaylarla doludur ve tüm Anadolu halkının duyarlı olması ve uyanık olması içindir. Bu bir kardeşlik mesajıdır. Saygılarımla
![Halil Manap](https://www.antoloji.com/i/siir/2005/03/25/adi-kurt-konulan-pic-bir-mutasyona-ugramisti-genlerim-monologlar-1.jpg)
TÜM YORUMLAR (40)