Adı Kostantinopolis'ti Şiiri - Yorumlar

Senem Aygül
405

ŞİİR


22

TAKİPÇİ

Bir kadın gördüm adı Kostantinopolis'ti
Oturmuş İstanbul Boğazına nazlı nazlı
Dayamış sırtını Karadeniz'e şuh bakışlı
Sağ ayağı Avrupa sol ayağı Anadolu

Saçlarını dağıtmış omuzlarından aşağı
Bir ucu Marmara diğer ucu Karadeniz

Tamamını Oku
  • Altay Tigin
    Altay Tigin 24.02.2015 - 17:40

    Değerli iki dost,
    Sinan Bey ve Osman Beyler!..

    Konu, şiir ve şiirde işlenen tema.
    Herkesin kendi penceresinden bakması çok normal.
    Özellikle Osman Beyden ricam,yorumlarınıza amenna diyoruz. Ancak işi siyasi noktaya çekmeniz, buradaki ilgiyi ve yorum yazma isteğini maalesef tüketiyor.
    Lütfen şiiri konuşalım.
    Şiirdeki bir cümleyi şiirin önüne geçirmeyelim.
    Hiç kimse bir başkasını küçümsemesin. Herkesin görüşü ve algısı zaten bir olamaz, olması da mümkün değil.

    Ben lütfen diyorum, anlayış göstereceğinize inanıyorum.
    Şiir üzerine konuşur, yazışırsanız bu sayfa değer bulur, ilgi görür.

    Bir de şunu hatırlatayım.
    'Üye Şairlerden Günün Şiiri Seçici Kurulu”na yeni katılan bir arkadaşımın çok samimi ifadesini, arkadaşın da hoşgörüsüne sığınarak ibret olsun diye paylaşacağım.

    '400 şiir okudum, bir tane “Günün Şiiri” olacak bir şiir bulamadım.'

    Bir şairden bir şiir aldıktan sonra kısa sürede 2. şiirini sistem kabul etmiyor. Zaten hakkaniyet ölçülerine de uygun düşmez. O zaman bu sayfa belli kişilerin sayfasına veya tanıtımına dönerdi.
    Anlam ve önemini yitirirdi.

    Her ikinize de 'yerinde olan' yorumlarınız için teşekkürler.

    Altay Tigin
    'Güne Düşen Şiir' Grubu adına.

    24 Şubat 2015

    Cevap Yaz
    Hayriye Aygül

    Değerli Yorumcu Altan Tigin,
    Bu şiirim bir gözlemdir.Tarihimize mal olmuş değerleri hor kullanırsak,birgün pişman oluruz.O nedenle İstanbul kritiğini yapan dostları iyi dinlemek gerekir.
    Şair ve ozanlar toplumun etnik kökenini ,rengini,inancını değil, tarihi geçmişini ve değerlerini savunurlar, iktidarların emrinde değil,kendi kalemlerine silahşördürler.
    Önce eğri oturup doğruları savunacağız ki,halkı doğru yerlere yönlendirebilelim.Yorumunuzla onur duydum, teşekkürler.Selam ve saygılarımla.

  • İbrahim Kavas
    İbrahim Kavas 24.02.2015 - 17:35

    Antolojide 'günün şiiri' seçilen güzel şiirinizi keyifle okudum. tebrik eder, başarılarınızın devamını dilerim.

    Cevap Yaz
    Hayriye Aygül

    Sayın İbrahim Kavas,
    Yorumunuza teşekkür ederim,yüreğinize sağlık,selam ve saygılarımla.

  • Altay Tigin
    Altay Tigin 24.02.2015 - 17:26

    Değerli iki dost,
    Sinan Bey ve Osman Beyler!..

    Konu, şiir ve şiirde işlene tema.
    Herkesin kendi penceresinden bakması çok normal.
    Özellikle Osman Beyden ricam,yorumlarınıza amenna diyoruz. Ancak işi siyasi noktaya çekmeniz, buradaki ilgiyi ve yorum yazma isteğini maalesef tüketiyor.
    Lütfen şiiri konuşalım.
    Şiirdeki bir cümleyi şiirin önüne geçirmeyelim.
    Hiç kimse bir başkasını küçümsemesin. Herkesin görüşü ve algısı zaten bir olamaz, olması da mümkün değil.

    Ben lütfen diyorum, anlayış göstereceğinize inanıyorum.
    Şiir üzerine konuşur, yazışırsanız be sayfa değer bulur, ilgi görür.

    Bir de şunu hatırlatayım.
    'Üye Şairlerden Günün Şiiri Seçici Kurulu”na yeni katılan bir arkadaşımın çok samimi ifadesini, arkadaşın da hoşgörüsüne sığınarak ibret olsun diye paylaşacağım.

    '400 şiir okudum, bir tane “Günün Şiiri” olacak bir şiir bulamadım.'

    Bir şairden bir şiir aldıktan sonra kısa sürede 2. şiirini sistem kabul etmiyor. Zaten hakkaniyet ölçülerine de uygun düşmez. O zaman bu sayfa belli kişilerin sayfasına veya tanıtımına dönerdi.
    Anlam ve önemini yitirirdi.

    Her ikinize de 'yerinde olan' yorumlarınız için teşekkürler.

    Altay Tigin
    'Güne Düşen Şiir' Grubu adına.

    24 Şubat 2015

    Cevap Yaz
  • Sevgi Can
    Sevgi Can 24.02.2015 - 15:32

    Günün şiirini ve yazan yüreği kutlarım Senem Hanım..kaleminiz susmasın selamlar

    Cevap Yaz
    Hayriye Aygül

    Sayın Sevgi Can,
    Yorumunuza teşekkür ederim,yüreğinize sağlık.Selam ve saygılarımla.

  • Delinin Günlügü
    Delinin Günlügü 24.02.2015 - 14:30

    Kostantinopolisin yönünü biraz daha batiya cevirseydi yazarimiz,Yunanistana aglardi.Bu siir parcasi bile olamayacak karalama.Cöp daglari arasinda kaybolan bir Istanbul simdi dünyada herkesin asik oldugu bir sehir.Gercekten bu siir insana yuh,yok artik dedirtiyor.Bunu yayinlayanlarada sasarim.Sakamisiniz anlayamadim!!!!

    Cevap Yaz
    Hayriye Aygül

    Sayın Delinin Günlüğü,
    Ben yarım asırdır Avrupa'da yaşıyorum, bu kadar hor kullanılan bir kent görmedim.Siz önce iğneği kendinize ,çuvaldızı başkasına batırın.İstanbul Tarihini kimse değiştiremez,sadece şimdi bozdular.Saygılarımla.

  • Mahmut Mücahit Özdemir
    Mahmut Mücahit Özdemir 24.02.2015 - 13:38

    Bir kadın gördüm adı Kostantinopolis'ti
    Gözleri deniz mavisi,dudakları pembe pembe
    Bir adı Üsküdar diğer adı Dolmabahçe
    Gözyaşlarını akıtıyordu Ortaköy ve Çamlıca........../
    Her kesimden okuyucunun severek,begenerek okuyacagi,siir güzelligine dair ne varsa,iceriginde, yapi taslarinda hepsini barindiran;duygulu,akici dizelerin bir birine uyumunun mükemmel oldugu bu son derece degerli siiri ve degerli saire Senem hanimi 'Günün siiri' seckisine layik görülmesinden dolayi kutluyor,basarilarinin devamini diliyorum.Selam ve saygilarimla. ++ant

    Cevap Yaz
    Hayriye Aygül

    Sayın Mahmut Mücahit Özdemir,
    İstanbul'u tarif ederken dünya güzeli bir kadına benzetmek bilinçli kullandığım bir taktik.Çünkü dünyanı en güzel varlığı kadındır,onsuz hiçbir eylem olmaz.Sonra İstanbul Tarihini bilmek lazımdır.Gerçek bilgiler gölgesinde yorumlama yapılmalıdır.halkı,etnik kökeni,dini,rengi gerekmez, tarihi dokusuyla hala yaşatılıyorsa, önemli olan odur.Değerli yorumunuza teşekkür ederim, selam ve saygılarımla.

    Değerli Yorumcular,
    Mavi Yıldızlı Şiir'ime olumlu vaya olumsuz yorum yazan ellerinize sağlık.Herkes elbette benim gibi düşünmek zorunda değildir.Ben yarım asırdır Avrupa'da yaşayan hemen hemen bütün ülkelerini dolaşan,asırlarca imparatorluklara ve krallıklara başkent olmuş mega kentleri görmüş biri olarak,tekrar ediyorum ,İstanbul hala hor kullanılan dünyada hiçbir şehirle mukayese edilemeyen bir değerdir.Yazdıklarım gözlemlerimdir.Her yaz tatilinde İstanbul'u izlerken yüreğim burkuluyordu.
    Paris ,Londra,Viyana ,Prag,Hamburg,Berlin,gelişip büyürken geçmiş tarihin izlerini silmeden düzenli ve planlı bir şehir olarak kalmasına önem verdiler.Beton rantını öne çıkartıp,tarihi dokuyu gölgelemediler.Şehirlerin doğal yapısını bozmadılar.Ayrıca tarihi ezber değil,gerçeğini bilmek gerekir.

    Bakın bir alıntı:

    ''Asıl Rumca'dan gelen isim İstanbul''

    Oprah Winfrey, Colin Powell, Madeleine Albright, Calvin Klein'ın da aralarında bulunduğu dünyaca ünlü isimlere rehberlik yapan Saffet Emre Tonguç, Türk insanının, şehrin Rum ya da Yunan geçmişini hatırlattığı gerekçesiyle Konstantinopolis ismini sevmediğini ifade ederek, ''Asıl Rumca'dan gelen isim İstanbul. İmparator Konstantin Roma'dan gelerek şehri kuruyor ve kendi adını veriyor. Aslında adam İtalyan ve Rumca tek kelime bilmiyor'' diye konuştu.

    Cumhuriyetten sonra resmi olarak kullanılmaya başlanan İstanbul isminin, Rumca'dan geldiğini ve geçmişte de kullanılan bir isim olduğunu ifade eden Tonguç, İstanbul'un kelime olarak kökeninin ''şehre'' demek olan ''stan'' ve ''şehir'' anlamında ''polis'' kelimelerinin birleşiminden geldiğini anlattı.

    Tonguç, ''Neden 'Stanpolis' demişler? Çünkü buraya gelen insanlar, yolda şehri sorarlarmış, 'Şehre nasıl gidebiliriz?' diye. O yüzden de şehrin adı 'Stanpolis' olarak kalmış ve zamanla İstanbul'a dönüşmüş'' dedi.

    Osmanlı'da şehrin ''Konstantiniyye'', ''Asitane'', ''Dersaadet'' gibi bir çok ismi bulunduğunu belirten Tonguç, cumhuriyetle birlikte İstanbul adının kullanılmasının bazı sıkıntılara neden olduğunu söyledi.

    Çeşitli dil ve medeniyetlerde farklı şekillerde adlandırılan İstanbul, Grekçe'de ''Vizantion'', Latince'de ''Bizantium, Antoninya, Alma Roma, Nova Roma'', Rumca'da ''Konstantinopolis, Istinpolin, Megali Polis, Kalipolis'', Slavca'da ''Çargrad, Konstantingrad'', Vikingce'de ''Miklagord'', Ermenice'de ''Vizant, Stimbol, Esdambol, Eskomboli'', Arapça'da ''Bizantiya, el-Mahsura, Kustantina el-uzma'', Selçuklular'da ''Konstantiniyye, Mahrusa-i Konstantiniyye, Stambul'' ve Osmanlıca'da ''Dersaadet, Deraliyye, Mahrusa-i Saltanat, Istanbul, Islambol, Darü's-saltanat-ı Aliyye, Asitane-i Aliyye, Darü'l-Hilafetü'l Aliye, Payitaht-ı Saltanat, Dergah-ı Mualla, Südde-i Saadet'' isimleriyle anılmış.
    Osmanlı İmparatorluğu, 1004 yıl ''Byzantion'', 1116 yıl da ''Konstantinopolis'' olarak adlandırılan şehri fethettikten sonra isminin ne olacağı konusunda tartışmaya girmedi.

    Osmanlılar ne diyorlarmış?

    1-Kostaniyye
    2-Stanpolis
    3-Desaadet
    4-Asitane
    5-Darülhilafe
    6-Makarrı Saltanat
    7- Cumhuriyet ilanından sonra İstanbul olarak değişt

    ''AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, Yenikapı'da bulunan kalıntılarla tarihi 8500 yıl önceye dayanan şehre, MÖ 667'de Antik Yunanistan'daki Megara'dan gelen Dorlu Yunanlı yerleşimciler bir koloni kurdu ve yeni koloniye kralları Byzas şerefine ''Byzantion'' adını verdi.

    Kente, 330 yılında Roma İmparatorluğu'nun başkenti ilan edilince Latince ''Yeni Roma'' anlamına gelen ''Nova Roma'' adı konuldu, ama bu isim çok benimsenmedi. 337 yılında İmparator I. Konstantin'in ölümüyle kentin adı onun şerefine ''Konstantin'in kenti'' anlamına gelen ''Konstantinopolis''e çevrildi. Konstantinopolis, Bizans İmparatorluğu boyunca kentin resmi adı olarak kaldı.''

    Değerli yorumcular,
    Bazı gerçekleri hasıraltı edemeyiz, gerçeklerle yüzleşmezsek huzurlu bir toplum olamayız.Saygılarımla

  • Perihan Pehlivan
    Perihan Pehlivan 24.02.2015 - 12:54

    hey gidi İstanbul sen nelere kadirsin. güzelliiğn diller destan görenleri eylersin mestan. kutlarım

    Cevap Yaz
    Hayriye Aygül

    Sayın Perihan Pehlivan,
    Yorumunuza teşekkür ederim,saygılarımla.

  • Altay Tigin
    Altay Tigin 24.02.2015 - 12:47

    MAVİ YILDIZLI ŞİİRLERİN ŞAİRLERİNE SELAM İLE…

    İstanbul…
    Dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biri.
    Bazı kaynaklarda MÖ 300.000 yıl öncelerine kadar yerleşim yeri olduğu söyleniyor.

    Bir tek gerçek var ki, çok çok uzun yüz yıllar boyunca insanlığın yerleşim merkezi olmuş. Sevilmiş, elden çıkarmamak için nice kanlar dökülmüş.

    O şehri, 1453’te İstanbul yapmak için; “Ya sen beni alacaksın, ya ben seni!” diyen Fatih ve mübarek askerleriyle birlikte sadece İstanbul’la ilgili bir dönem değil, bir çağ kapanıp, yeni bir çağa girilmiş.

    O zaman hâlâ neden Ortaçağ’ın karanlıklarında kalsın ki İstanbul…

    Yeni bir millet, yeni bir hüviyet…
    Daha önceki kuşatmaları da düşünürsek, yüz binlerce şehit kanı akıtılmış İstanbul için, ben nasıl “Konstantinopolis” diyebilirim?
    En azından dilim tutulur, nutkum yutulur…

    Her millet kendi medeniyet damgasını vurmuş.
    Ben neden” İslambol” yapmayayım ki?
    Ben neden Türk’ün, İslam’ın kültürünü, sanatını, yaşayış tarzını, kısaca medeniyetini yerleştirerek kendim gibi yapmayayım?

    Bunun anlamı, tarihi yıkmak değil, var olanları olduğunca koruyarak, çağımıza ve ihtiyaçlara uygun hale getirerek yaşanılır şehir yapmak.

    Neredeyse yirmi milyonluk (20.000.000) koca bir mega kent haline gelmişse, yatay mı büyümeliydi? Her yer basit evlerle mi dolmalıydı?
    Yoksa dikey büyüyerek tabiata en az zarar mı verilmeliydi?

    Dünyadaki hayranlık duyduğumuz mega kentlerin hangisi birkaç katlı evlerden oluşuyor?

    Hangisine gıpta etmiyoruz, metrolarıyla, yer altı ulaşımlarıyla, yer üstü yollarıyla, hava alanlarıyla, deniz araçlarıyla?..

    Gelişmişliğin göstergesi yerinde saymak, tarihin eski günlerine gömülüp kalmak olabilir mi?

    Hele ki, dünya açık şehirlerinden olan koca bir İstanbul için.
    Hele ki, 1600 yıl boyunca 4 imparatorluğa BAŞKENT olmuş İstanbul için…
    *
    Duygular düzel anlatılmış.
    Düşünülenler de kısacık da olsa dizelerde kendine yer bulmuş. Bakışa ve algıya sözümüz olmaz. Ancak, dünyanın büyük şehirleriyle kıyaslamak çok yerinde olur.
    Tarihi yok etmeden, yenileşmek ve ihtiyaca cevap verecek hale getirmek.
    Yoksa yaşanılmaz, kahrı çekilmez olur.

    Senem Aygül’ü kutluyorum.

    Sevgi ve saygıyla…

    Altay Tigin
    24 Şubat 2015

    “Güne Düşen Şiir” Grubu

    *
    NOT:
    “ÜYE ŞAİRLERDEN GÜNÜN ŞİİRİ VE ŞAİRİ” sayfasında yer almak istiyorsanız, lütfen en fazla iki şiirinizi “Güne Düşen Şiir” Grubu’nun mesaj sayfasına ekleyiniz…

    Ekleyeceğiniz şiirlerinizle birlikte, şiirinizin bulunduğu sayfanın alt sol köşesinde KIRMIZI RENKLİ Antoloji.com yazısının hemen üstündeki ŞİİRİN ANTOLOJİ NUMARASINI DA İSMİNİZİN ALTINA EKLEMEYİ unutmayınız…

    “Güne Düşen Şiir” Grubu
    http://gruplar.antoloji.com/gune-dusen-siir/

    Cevap Yaz
  • Mustafa Bay
    Mustafa Bay 24.02.2015 - 11:20

    Güne renk katan şiiri ve yazan meslektaşımı kutluyorum...
    Nice başarılı çalışmalara Öğretmenim...

    Cevap Yaz
  • Gönül Bağ
    Gönül Bağ 24.02.2015 - 08:30

    İstanbulu çok güzel bir dille akıcı ve anlaşılır anlatmışsınız..Beğenerek defalarca okudum..Ayrıca günün şiiri seçilmesine de sevindim..Yüreğinize sağlık.Kutlarım..

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 36 tane yorum bulunmakta