Ben aşkı ilk kez gördüğümde
Bir gülüşe ekmek gibi muhtaçtım.
Kalbim çıraydı;
Kibrit değmemiş,
Yanmayı hayal eden bir odun parçasıydı.
Ona baktım...
Bilmiyordum nasıl konuşulur kalple.
Bir kelime söyleyecekken
Bin susuşla sustum.
Bir bakışı cümle sandım,
Bir tebessümü sonsuzluk.
Ben aşkın çırağıydım,
Yanmayı bilmiyordum henüz.
Sonra yandım...
Ama her alev bir öğretiydi,
Her terk ediliş bir ders.
Artık öğrendim:
Aşk sadece tutuşmak değil,
Kül olmamayı da bilmektir.
Onun yokluğunda beklemeyi,
Varlığında susmayı...
Ben aşkın kalfasıydım artık.
Yarım kalan her şiiri
Tamamlayan bir yalnızlıktım.
Şimdi biliyorum:
Aşk; sabırla yontulan bir heykeldir.
Elin titrer bazen,
Kalbin üşür,
Ama devam edersin.
Bir bakışı arayıp da
Koca bir ömrü ona adamak,
İşte ustalık budur.
Ben aşkın ustası oldum,
Ama hâlâ öğreniyorum;
Çünkü aşk
Usta olana da
Hep çırakça davranır.
İlk bakışta bir rüya,
İkinci bakışta bir sınav,
Üçüncüde… bir ömre sığan dua.
Kayıt Tarihi : 29.6.2025 13:03:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!