Bazen adı konmamış bir yalnızlıkla,
güneşten çalma bir gün atığında
ağlaşan martıları seyretmek için
doluşurdu cancağızım rıhtımlara.
Selamsız geçerken ömürden bulutlar,
azgın denizin dudağında salınan
bir ben vardım, bir de boş sevdalar.
gam yüklü gemiler demirlerdi limanıma.
Çocukluğumun üzerine kurulmuş
kırmızı salıncağın gölgesinde,
çekiliyorum içine sığamadığım kabuğuma
bu çaresiz yalnızlığımla birlikte.
Dalıyorum göremediğim ufuklara uzanan
pür-nur gök kuşağına tutunmaya çalışan
nasır bağlamış ellerime.
Ne kadar da sıkıca sarılmışım boşluklara.
Mevsimler değişse de takvimlerde,
tutunamayınca dalında esmerimsi yapraklar,
düşüveriyor gözlerimden bakir güz sabahları
çisil çisil yağmurlar eşliğinde.
(ellerim boş dönerdi akşamlardan,
Yüreğimde ise kederin hüznü çarpardı.
Yorgun bir yıldız kayıp düşerken içime,
adı konmamış bir yalnızlıkla
örterdim ömrümün yaralarını.)
Kayıt Tarihi : 4.9.2025 14:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.