İçimde kendime ait yanlarımla nefes alıyorum
Tutunduğum iman dalıyla direniyorum hayata
Kırılmasından korkmadan…
Büyük bir gayretle çekiyorum gıcırdayan kürekleri
Ara limanlar uğrak yerlerim…
Fazlaca barındırmıyorlar,
Oldukları yerde barınmakta istemiyor ya ruhum…
Ama biliyorum sevgi dolu yüreğimle yol aldığımı
Bunca dikenin kanattığı yaralarım olsa da…
Adım hala tiyatro sahnesinde yankılanmakta…
Benim için çoktan kapanan sahte perdeler nasıl bunca insanın olabilir gerçeği
Yalan mıyım, ben var mıyım diye öğrendim dememeyi
Yaşadıkça gördüğüm hakikatlerden sonra
Adım hala tiyatro sahnesinde yankılanmakta
Yalnızlık değil, yalandan kaçma benim ki
İşte buradayım, dimdik karşındayım, izah edeyim:
Ah! Derinindeyim hayat
Ne kadar? Nasıl? Niçin? Neden? Diye sorma!
Taş parçalarını yalayan hırçın dalgalardayım
Rüzgârda savrulan kuru bir yaprağım
Kar tanecikleri arasında coşan duygulardayım
Omzunda ki yükle ter kana batmış bir karıncayım
Kanatları özgürce çırpan bir atmacayım
Çıplak duran bir köleyim zaman, zaman
Kimi zamansa bir kraliçeyim tacı olmayan
Sıfatlardan yorulan bir ameleyim çoğu zaman
Gölgesinde dinlendiren heybetli bir ağacım
Yalnızlığı çatı etmiş dünya başıma
Şikâyetçi miyim? Asla!
Damlalar geçit vermeksizin akmakta da olsa tenimden…
İnsanım, be! Dünya ele avuca sığmayan
Kimi çocuk tavırlı, kimi sevgi nakışlı bakışları olan
Hayatı iki metelik pul için satmayan
Kelepçeler takılı sanırlar ya! İnanın ki hepsi yalan ki ne yalan…
Sadece oyuncuyum, ünü olmayan.
Kayıt Tarihi : 19.7.2009 10:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!