Adı Aşktır Şiiri - Fılız Erturk

Fılız Erturk
8

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Adı Aşktır

Mabedim sensin
Yüzümü güneşine çevirdim.
Cehennemim gözlerindir ve içinde gizlenir tüm iblislerim.
Ey tenimi zedeleyen öpüş!
Ey kanımı akıtan dokunuş!
Ve ey donduran bakış!
Dinle beni uzaklardan gelen argın yaralı; Sözlerin sözlerimdir ve sözlerin göz yaşım.
Ah sarsak duruş! Geceyi önüne katıp yürürsün ve unutursun bir zamanlar, bir yerlerde doğmuş olan günü.
O gün ki, savruk düşlerin doğuranı ve yok edeni.
O gün ki, denizlerin köpüğünü taşımıştı us ufkuna ve fısıldamıştı kulağına güzel medusaların aryasını.
Otur düşlerimin yabancısı, otur ve dinle.
İşiteceğin sözler kurtuluşudur ellerinin sudaki yangından.
Soframda yer bulunur getirdiğin azığa. O sofra ki, iştahını kabartır en gözü doymuşların bile.
Oysa sen, aç ve susuz ve doymayacak olan!
Önce şaraptan tat, ıslat çatlak dudaklarını ve gör nasıl kavurduğunu hemen ardından.
Tadacağın yeni bir tat olacak her zaman ve her haz onulmaz bir açlık bırakacak ardından...
Gelişini muştuladığında bir sabah kelebeği - indirip de kanatlarındaki kendinden ağır yükü -, öylece kısmıştı gözlerini, dönerek arkasını parlayan yıldıza. Sen henüz uzağındaydın yazgının ve yorgun ayakların çamurunu taşıyordu geldiğin çorak ülkenin. Karanlıktı her yer ve sen güvenle ilerliyordun bilmediğin yıldızı arayarak, ama sığınarak üstündeki gecenin örtüsüne.
Hep duyar ve düşlerdin, bir gün varmayı o yıldıza.
Hani parlaklığı göz kamaştıran ve sonra kızıl aleviyle yalayıp dönüştüren ve yok eden. O yokluk ki, başlangıcı olacak var oluşunun.
Ah hiç bitmeyen gece! Karanlık ve günah dolu. Erincine tapılan günahkar bakire. Selam ,sada,dua ve içini ürperten kösnül çağrı.
Gel, yeter!
Bilmiyor musun, her direnç kırılmaya mahkum bu yolda. Her yenilgi sandığın, bilmediğin utkusudur ülkemin. Gel, gönensin bahçem. Gel, sensin beklediğim, sessizce ipin üzerinde.
Ömrümün günleri hesapsızca gidiyor, köpük yeleli atın terkisinde. İkimizin ömrü; İkimizin tözü. O töz ki, gümüş kanatlı Helena'nın billur kasede sunduğu ve sabah kelebeğinin erinmeden getirip bahçemize ektiği.
Bil ki, kondurmak istemem sana, hiçbir kötücül duruşu ve fısıldarım ismini bilge kulaklara, sakınmadan; Sevgilim... Sevgilim, yazgım diye.
Bil ki, seçildin sen; Onamak için bu veba şehrini. Şimdi seni bekliyor binlerce sayrılı. Durma , göster yeteneğini!
Bil ki, adımını attın ve girdin inanarak güzelliğine bu tanrısal düşün.
Bil ki, labirentlidir bu düşün yolu ve kabuslar gizlidir oyuklarında.
Bil ki, kan içinde kalacak bedenin, attığın her adımda ve umutsuzca haykıracaksın; 'ah nasıl da aldatıldım diye'.
Sonra unutacaksın bu sözleri; Çözdüğünde ilk bilmeceyi.
Ki, o bilmece getirecek seni bana.
Ve sen gülümseyerek, hoş geldin diyeceksin gördüğüne - aslında gelenin kim olduğunu unutarak-.
Ve ben bilirim ve derim ki; Tözümüz elimizdekidir, sözde kayıtsızca tutulan ve bir yanında ölüm, diğer yanında yaşam soluğunu saklayan.
O töz ki, kırılgandır alabildiğine ve kaygandır.
Ve adı aşktır.


Fılız Erturk
Kayıt Tarihi : 7.4.2021 22:10:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Fılız Erturk