kaç savaştan korudum seni?
kaç hüzünden ve kaç istiladan,
seni göremediğim her andan,
yüzyıllardan.
ben seni kaç zamanda korudum?
öfkeden, nefretten
hardan ve gürden.
ben seni kaç kez senden korudum?
dünyaya sırtını döndüğünde dünyadan,
Allah'la aran bozuk olduğunda Allah'tan;
ben seni kaç duayla korudum?
ağzımı bıçak açmazdı,
görmezdin de beni içindeki savaştan,
bi' türlü kopamadığın kafandaki dumandan.
ağzına yapışmış,
sur sesinden farksız bi' cümle:
"aşk böyle bi' şey değil."
söyle, ben seni kaç aşksızlıktan korudum?
ben seni kaç senden korudum?
yatağının iki ucunda,
dünyanın iki farklı kutbundaymış gibi hissederken,
artık sen Adem ve ben Lilitken,
sen kendi dünyana bile başın eğik sürülmüşken
ve ben senden günahlarca uzakken,
söyle, ben seni kaç sahte cennetten korudum?
geçmişten, gelecekten
olanlardan, olacaklardan
ama en çok olamayanlardan
ben seni hangi sığınamamışlığından tuttum?
sen o arafta sana yazdıklarımı başkasınaymış gibi okurken,
sana olduğunu bildiğinden içten içe ölürken,
ben sana bakamazken
sen nasıl susturdun kendini?
en son hiç bilmediğim eski bi' şehrin,
hiç bilmediğim dar sokağında
arabaların önüne atlarken,
nasıl da tutmadın beni?
nasıl zaptettin cebindeki çatlak ellerini?
bir masadaydık,
kimse bilmiyordu bizi.
senin anahtarlığında ilk günah;
benim tenimde kazılı yasak meyva.
bir sessizlik olduğunda
herkes bunu anladığında
başı eğilen sendin yeniden,
ben bu kez nefes alabilen
üstelik başım da dikken;
ve bu kez senin sürüldüğün dünyandayken
söyle, ben senin için kaç cennetten kovuldum?
senden koruyamadım bizi.
üşümüyordum aslında
ve sıkıydı da üzerimdekiler
"burası soğuktur." demiştin
sen hiç üşümek bilmemiştin.
aceleyle evinden çıkarken
benim içim yanıyorken
ve sen vicdanını bir türlü susturamıyorken
uçukken ve ayıkken,
ödün kopuyordu unutacağımdan seni;
bir kazakla susturdun vicdanının sesini.
ama sanırım vicdanından koruyamadım seni.
bambaşka dünyalarda yürürdük yan yana,
zaman öleli hayli olsa da;
her şey dün gibi aklımda,
sanırım dudağıma sus'u iyi bastıramadı Allah.
kırgınım beni konuşmuyorken dahi anlamana
ve kırgınım,
her defasında ikimizden biri ölmüş gibi davranmamıza.
bir kez daha yürüyebilseydik yan yana,
yitirmeye razıydım birkaç cennet daha;
içten içe, gizli saklı, kendime kızarak, hâlâ.
Kayıt Tarihi : 29.4.2022 00:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!