Bir dağ başına çıksam
Görsem seni allı turnam
Birlikte insek düz ovalara
Koşsak özgür kırlarda
Yakalanmamak bir damla yağmura
Gurbet dediğin nedir ki
Ansızın çıkıp gelinecek bir yer
Hasret dediğin nedir ki
Bir sarılışta bitebilecek bir şey
Beni unuttuysan kalbine dön de bir bak
Unutma bu dünya fani
Geçer gün ani ani
Bil ki ölüm var bu dünyada
Ölüm sana da gelir sıra sıra
Kurulur ulu divan sanki mahşer
Umulur bahşedilmeyi insan-ı beşer
Kör olur bütün cümle-i gözler
Cehennem hazırlanıyor işte
Kaçmak yok bu saatten sonra
Geldi sonunda sonsuzluk
Kuruldu çift kefeli terazi
Tartıldı amel ile rızık
Ne tarafa gidilir şimdi
Bunca zaman çektin zahmet
Kapıldım bir dünya ehline
Hiç bitmeyecekmiş gibi yaşadım
Ruhum dayanmaz oldu bu halime
Hiç yanmayacak gibi inandım
Ölüm vardı bu fani dünyada
Oyalan sen bu dünya malıyla
Taki ölüm kapıyı çalınca
O zaman akıl kemâle erir ama
Bundan sonra nedir cana fayda
Bilesin cehennem var öte dünyada
Ben de kendimden geçtim
Kalsın dünya zalime kalsın
Toprak olursa bir gün bedenim
Kalsın dünya zalime kalsın.
Ne çektim bu dünyadan
Bu topraklar kanla yıkanır
Umutlar ise çamura bulanır
Burda dünya gerçekleri yarışır
Adıdır buranın Mezopotamya.
Bilir insan burayı ta ezelden
Neden neden neden
Neden hayatım böyle boktan
Neden ruhum böyle çürük
Neden kalbim taştan da sert
Neden yüreğim bu kadar muzdarip
Neden aklım bulanık
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!