Âdem Oldum Geldim Âdem İçine

Şah Hatayi
17 Temmuz 1487 - 23 Mayıs 1524
144

ŞİİR


122

TAKİPÇİ

Âdem Oldum Geldim Âdem İçine

Âdem oldum geldim Âdem içine
Nasîb olmaz dürlü candan içeru
Zenbûr olub kândan kâna geçerken
Bir kâna uğradım kândan içeru

Kardaş gel erkâna bu erkân değil
Oynatma atını bu meydân değil
Süleyman’dan esen Süleyman değil
Süleyman var Süleyman’dan içeru

İrfân meclisinde irfân almışam
Lâ’l-i Bedahşan’dan mercân almışam
Bin cânı verüben bir cân almışam
Ol cânı saklaram candan içeru

Hatâyî Sultân’ın nutkunu hakla
Ne dileğin varsa kendinde yokla
Mürşidin pendini iyice sakla
Damardan ilikten kandan içeru

Şah Hatayi
Kayıt Tarihi : 30.5.2016 17:29:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Saffet Çakır
    Saffet Çakır

    Katliamları
    Tebriz'i aldıktan sonra Akkoyunlu hanedanına mensup kişiler ile babası Şeyh Haydar'a karşı savaşanların mezarları açılıp kemikleri yakıldı. Akkoyunlu Elvend Mirza'nın askerlerinden 800'den fazlası kılıçtan geçirildi. Babası Şeyh Haydar'ın başının köpeklere atılmasının intikamını bütün sokak köpeklerini öldürerek aldı.[48] İlk üç halifeye lanet okumayanların katledilmesi, Safevilere ve Şiilere sevgi duyan kişilere zulmeden Sünnilerin intikam ateşinde yakılmaları emredildi.[54] Tebriz ele geçirildikten sonra Azerbaycan'da pek çok kişi katledildi.[54][55]
    Asta Kalesi, bir ay direndikten sonra aman dileyerek kaleyi teslim ettiler ancak kale halkına ve Türkmenlere katliam yapıldı ve kimi rivayetlere göre 30.000[56][57] kimi rivayetlere göre 10.000[58] kişi katledildi. Türkmenlerin lideri kazığa geçirtilip yakıldı.[ Şehir ele geçirildikten sonra şehirde katliam yapılarak en az 7000 kişi öldürüldü.[63] Ebruh hakimi, Osmanlı elçisinin gözü önünde[64] kadın, erkek akrabalarıyla beraber ateşte yakıldı. Kızılbaşlar, Tabes'i ele geçirdikten sonra 7.000 kişi katledildi.

    Babası Şeyh Haydar'la savaşanlar soruşturuldu ve bunun neticesinde pek çok Türkmen kabilesine mensup kişi öldürüldü. Bağdat'a girince çoluk çocuk ayırt etmeden[76] pek çok Türkmen katledildi.[77] Ebu Hanife'nin türbesini yıkıp mezarını açıp kemiklerini yaktılar.[78]
    Sünni şehri olan Herat'ı ele geçirince en az 2.000 veya 3.000 kişiyi öldürdü.[79] Herat'ta ilk üç halifeye lanet etmeyi reddeden Şeyhülislam Seyfeddin Ahmed yakılarak[ Hafız Zeyneddin ise feci şekilde öldürüldü.[KAYNAK VİKİPEDİ)

    Cevap Yaz
  • Saffet Çakır
    Saffet Çakır

    Büyük bir sünni düşmanıdır. Nice müslümanları yakarak öldürmüştür. Hatta İmamı Azamın mezarını kazdırıp kemiklerini yaktırmıştır. İlk üç halifeye lanet okumayanları kılıçtan geçirmiştir. Bu caniyi asil dedemiz Yavuz sultan selim susturmuştur. Çaldıran savaşında aldığı ağır yenilgiyle ruhen çöküş yaşamış ve aldığı yarayla iç kanamadan 36 yaşında ölmüştür. Not: bağımsız tarih vikipedi ye bakabilirsiniz.

    Cevap Yaz
  • İlyas Ateş
    İlyas Ateş

    Kardaş gel erkâna bu erkân değil
    Oynatma atını bu meydân değil
    Süleyman’dan esen Süleyman değil
    Süleyman var Süleyman’dan içeri

    Görünen Süleymanlar bir aynadır sen aynadan görünen gerçek
    Süleyman ı fark et demek dedir görünenden görünmeyeni fark
    etmek her insana nasip olmaz muhteşemdi


    Cevap Yaz
  • Osman Akçay
    Osman Akçay


    Sitede bugün güne gelen okuduğum bu şiir ile yine bu sitede yer alan Kaygusuz Abdal’ın Adem Oldum Geldim şiiri neredeyse birbirinin aynısı.

    Adem Oldum Geldim – Kaygusuz Abdal

    Adem oldum geldim adem içine
    Uğradım bir hana handan içeri
    Zembur gibi kandan kana konarken
    Bir kana uğradım kandan içeri

    At oynatma zahit bu meydan değil
    Bu meydan der isen bu erkan değil
    Süleyman der isen Süleyman değil
    Süleyman var Süleyman'dan içeri

    Aşk bedesteninden mercan almışem
    İrfan meclisinden erkan almışem
    Bu canı verip de bir can almışem
    Saklarım bu canı candan içeri

    Şeriatı Muhammede verdiler
    Tarikat üstüne bir yol kurdular
    Marifet babında sual sordular
    Hakikat var hakikattan içeri

    Kaygusuz eydür bir nutkum hakla
    Bir mürşide el ver kalbini pakla
    Mürşidin verdiğin tut kavi sakla
    İlikten kemikten kandan içeri...

    Kaygusuz Abdal'ın sitede 1341 - 1444 tarihleri arasında yaşadığı belirtilmiştir. Şah Hatayi ise yine siteye göre 1487- 1524 tarihleri arasında yaşamıştır. Şah Hatayi’nin gerçek adı Şah İsmail yani I. İsmail’dir. Safevi Devletinin kurucusu ve ilk hükümdarıdır.

    Şah Hatayi’’ye ait olduğu belirtilen güne gelen şiir ise yukarıda okunabilir.


    Bu konu daha önce edebiyat dünyasında araştırıldı mı bilmiyorum. Gerçekten bu şiir kime ait? Şah Hatayi, Kaygusuz Abdal’ın şiirinin bazı dizelerini değiştirip şiiri kendi şiiri olarak göstermiş olabilir mi? Aklıma bir sürü soru gelmekte. Konu mutlaka edebiyat dünyasında orijinal kaynaklara ulaşılarak araştırılmalı ve sonuçları paylaşılmalı düşüncesindeyim.

    Saygılarımla.

    Seğmenoğlu.


    Cevap Yaz
  • Cihat Şahin
    Cihat Şahin

    Şu "Vahdet el-vücut" felesefesi ne sari bir illetmiş ki, ihdas olduktan sonra bulaşmadığı şair ve şeyh kalmamış. Bu zat da ne yazık ki ayni illetin kurbanı olan ve söylem olarak hemen, hemen öteki sapkınların dediklerinin aynısını söyleyen bir din ve mantık fukarası. Zira Mü'min dediğin biraz akıl, idrak sahibi olur ve ölçülerini felsefeden değil vahyin kaynağı olan Kur'anın muhkem ayetlerinden ve Resulullah'ın sahih hadislerinden alır. İşin garibi, herifler hem bilmiyorlar hem de bilmediklerini bilmiyorlar ve dönemlerinde kendilerini uyaran ilim irfan sahibi müstakim alimleri de kendilerince asılsız ithamlara hicvetmeye kalkıyorlar. Böylelerine acımak mı yoksa kızmak mı gerekiyor insan şaşıyor doğrusu?

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (12)

Şah Hatayi