Sonsuzluğun ucundayım
Bir adım ötesi boşluk...
Bağırmak,
Haykırmak,
İsyan etmek istedim, âdem denilen o varlığa...
Deniyorum milyon kere
Bir bedenden başkasına taşınmak
Hayallerinden vazgeçip
Onun hayallerine sığabilmek...
Arkana bakmadan
Benliğini ona teslim edebilmek...
Ruhuna ruh,
Böyle mi olacaktı, Ey Müslüman kardeşim!
Nerde kaldı gaza, nerde kaldı sancak,
Nerde Alem-i İslam, nerde kaldı...
Kudüs ağlıyor!!!
Silmeyecek misin gözyaşlarını?
Dindirmeyecek misin akmayan ama akmak için yerinde duramayan kanları???
Ey şehir!
Sen ki koca sevdamın küçük şehri.
Ruhum sana emanet iyi bak !
Yaklaştırma bizden olmayanı...
Ölüm bulana,
Kıyamet kopana kadar;
Son vedam için hazırladım geceyi.
İndirdim yıldızları birer birer...
Serdim ayaklarına acımadan
Aydınlatsın diye kara geceyi...
Yıldızların hatırına bile kalmayan sen için
Bulutlar ağladı günlerce...
Niçin öyle garip garip bakarsın?
Uzaklara dalıp benden kaçarsın?
Renkler cümbüşünde kara bağlarsın,
Her şeyi bırak bana gel yarim!
Sırrın bende kara kutu inan
Tende can, kalpte sen olduğun zaman...
Gülerken gördüm seni,
Soğuk bir kış gününde...
Buz tutmuş ruhlara inat;
İçimi, ruhumu ısıttın bir gülüşünle.
Sahtekar olmuş tüm ruhlar.
Herkes bana yabancı,
Son vedamı yaptım bu gece
Saatin kaç olduğundan bihaber...
Karşına dikilmeye cesaretim yok,
Resmini aldım elime...
Sabah olmuş gözlerine bakarken
Zamanı durdurdum gülüşünün hatırına...
Eskiden ne güzelmiş her şey...
Doğru yaşamanın ne olduğunu bilip
Ona göre yaşarmış insanlar.
Had bilmek diye bir kelime varmış hayatlarında.
Had bilmek...
Ne güzel kelime; anlam yüklü...
Hapsolmuş cılız bedenine koca yüreğin
İçin için erimekte zaman aktıkça.
Yıprandı,
Yıprandıkça güçlendi koca yüreğin
Savaşmayı öğrendi, acılarla…
Sustu,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!