Sıra sıra mevsimler dizdin,
Mantar gibi çoğalan anılar ve düşüncelerle.
Yağmurla karışık tadını aldın toprağın
Tahıllarda büyüdün, bulutların gözeneklerinde.
Derya gibi parçalara ayrıldı düşüncelerin,
Sessiz...
Gözlerin daldı sebepsiz.
Kırgın bir rüzgar savurdu ruhunu.
Renk renk taş merdivenlerle göğe çıktın.
Ne kadar çok aziz melek olursa olsun
Tekbaşınaydın sen, farkındaydın
Bir şekilde bunu,
Şeytanın kulağına çaldın.
Med-cezir gibi dalgalandı ruhun.
Hareketlendi birşeyler durup dururken.
Ağaçlar yürüdü, taşların duyuları gelişti.
Ölüm kelimesi nefese büründü bir anda.
Taş zeminde birikinti sular
Ve gerçeğe dönmüş tüm masallar
Birer birer oluşuma sürükledi seni.
Bir devinim bu en derinlerden
En derinlerden bir görüntü, bir duyum.
Kemiklerin sadakattendi
Ve gözlerinin rengi düşlerden
Yarı gerçek bir aynadan süzülüp gittin
Karanlık mahkumluğa ebediyen.
Biliyorsun.
İlk adımdı bu, atıldı çoktan
Altın rengindeki o mutlu diyardan.
Kayıt Tarihi : 18.4.2009 15:05:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!